Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/4102 E. 2020/6511 K. 28.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4102
KARAR NO : 2020/6511
KARAR TARİHİ : 28.12.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ile taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf ve zilyetlik tanıkları, tespit bilirkişileri, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılması, taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın incelenen 3 adet fotoğrafa göre sınırlarının ve niteliğinin belirlenmesi ve taşınmaz üzerinde imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ile tamamlanmış ise tamamlanma tarihini tespit etmesinin istenilmesi, davacı adına belgesizden tespit edilen taşınmaz miktarlarının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda birleşen dosyanın davacısı Hazine’nin şerhin iptaline yönelik davasının reddine, ana dosyanın davacısı …’in tescile ilişkin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 103 ada 4 parsel sayılı taşınmazın komisyon kararının iptali ile; 13.03.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (a) harfi ile gösterilen 2.193,90 metrekarelik alanın içinde ev olan tarla vasfı ile İbrahim oğlu … adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 5.995,79 metrekarelik alan yönünden davacı …’ın davasının reddine, ayrı bir parsel numarası verilmek kaydı ile tarla vasfıyla ve beyanlar hanesinde “bu parsel üzerindeki ağaçlar ibrahim …’e aittir.” şeklinde 3402 sayılı Yasa’nın 19. maddesi uyarınca şerh verilmek üzere Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 3 ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 09.03.2017 tarihli ek rapora değer verilerek çekişmeli taşınmazın aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı … lehine kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının oluştuğu, (B) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde ise imar ihyanın tamamlanmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece icra edilen keşif sonucu dosyaya ibraz edilen 15.11.2016 tarihli raporda, önceki kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 1970 yılında imar-ihyasına başlanıldığının (delicelerin aşılanması, kısmen çalılık ve ağaççıkların temizlenmesi, ikamet amaçlı ev yapılması) ancak emek ve masraf gerektiren iş veya işlemlerin halen sürdürülüyor olması, yani toprak yapısının düzenlenmesi, işleme ve sürümün yapılmaması, parselin çok taşlı ve kayalık yapısının tesviye edilerek tarımsal niteliğe uygun hale getirilmesi gibi iş ve işlemlerin tespit tarihi itibariyle sürüyor olması nedeniyle imar-ihyanın henüz tamamlanmadığının belirtildiği, aynı bilirkişi heyeti tarafından sunulan 09.03.2017 tarihli ek raporda ise (A) harfi ile belirtilen alanda imar ve ihyanın 1985 yılında tamamlanmış olduğu ve tespit tarihine kadar 28 yıl zirai faaliyet yürütüldüğü görüşünün bildirildiği anlaşılmakta olup, bu haliyle anılan bilirkişi raporları arasında çelişki doğduğu halde söz konusu çelişkinin giderilmesi amacı ile ayrıntılı ve gerekçeli yeni rapor alınmamıştır.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, davaya konu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, dava konusu taşınmaz bölümlerini gösterir, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ve çevresinde bulunan taşınmazların niteliklerine ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hakiminin gözlemi keşif zaptına aynen yansıtılmalı; keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu taşınmaz bölümünde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.