Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/3546 E. 2018/7349 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3546
KARAR NO : 2018/7349
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :… MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi … vd. tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
… sırasında Çukurcak Mahallesi çalışma alanında bulunan temyiz konusu 248 ada 271, 274, 275, 276, 277, 278 ve 280; 250 ada 63, 64, 65, 66, 67 ve 68; 271 ada 83 ve 95 parsel sayılı taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı … ve … tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle … Mahkemesine aktarılmıştır. … Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 248 ada 271 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 274 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 275 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 276 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 277 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 278 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 248 ada 280 parsel sayılı taşınmazın tamamı 80640 pay kabul edilerek 77616 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 250 ada 63 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 250 ada 64 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 250 ada 65 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 250 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 250 ada 67 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 250 ada 68 parsel sayılı taşınmazın tamamı 10752 pay kabul edilerek 10176 payının … oğlu …, 576 payının …oğlu … adına; 271 ada 83 parsel sayılı taşınmazın tamamı 56448 pay kabul edilerek 53424 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına; 271 ada 95 parsel sayılı taşınmazın tamamı 56448 pay kabul edilerek 53424 payının … oğlu …, 3024 payının …oğlu … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar …, … ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 22.12.2006 tarih 2016/5896-10726 Esas ve Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı bir kısım davalılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacı …, kök muris … ile davalıların murisi … Kesici arasında 30.04.1974 tarihinde tapudan trampa yoluyla 6 parça taşınmazın kök muris tarafından …’e devredildiği, karşılığında 1 parça yeri oğlu …’den aldığını, bu işlemin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, öne sürerek muvazaa nedeniyle davalı adına oluşan tapu kaydının miras payı oranında iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı taraf, davacı …’in (ve dava dışı diğer kardeşleri … ve …’nin) 10.04.1974 tarihli yazılı senet ile muristen gelecek miras payını kardeşi …’e devrettiğini, muris…’ün bu işleme muvafakatinin bulunduğunu, davacının artık muristen gelecek bir miras payı kalmadığından muvazaa sebebiyle tapunun iptalini isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece murisin sağlığında yapılan 10.04.1974 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin, resmi vasiyetname şeklinde yapılmaması ve murisin feragat işlemine muvafakatinin bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu, 30.04.1974 tarihinde muris ile oğlu … Kesici arasında yapılan trampa sözleşmesinin ise mal kaçırma amacıyla yapıldığı, irade ile görünürdeki işlemi uyuşmaması nedeniyle muvazaalı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere ve dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazların öncesinde kök muris … adına tapuda kayıtlı olup adı geçene ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus davacı … ile davalıların murisi … Kesici arasında adı yazılı olarak düzenlenen 10.09.1974 tarihli senedin hukuki olarak geçerli olup olmadığı ve tarafları bağlayıcılığı noktasında toplanmaktadır. Bu husus çözümlendikten sonra ancak kök muris ile oğlu … (davalıların murisi) arasında tapudan trampa nedenine dayalı olarak yapılan devrin muvazaalı olup olmadığının tartışılabilecektir. Zira, davacı, senette murisin imzası yada onayının olmadığını, resmi şekilde yapılmadığını, bu nedenle geçerli olamayacağını, muris tarafından taşınmazların görünürde trampa yoluyla devredilmiş ise de asıl amacının mal kaçırmak amacıyla yapıldığından görünürdeki işlem ile gerçek irade uyuşmadığından muvazaalı olarak yapılan bu devrin miras payı oranında iptalini istemekte, davalı taraf ise 10.09.1974 tarihli senette murisin imzası bulunmamakta ise de murisin muvakatinin bulunduğunu, senet ile davacının miras payını devrettiğine göre miras yoluyla gelen bir hakkının da artık kalmadığını ve miras hakkı kalmayan bir kimsenin de muvazaa nedeniyle tapunun iptalini isteyemeyeceğini savunmaktadır. Mahkemece söz konusu senedin resmi vasiyetname şeklinde yapılmaması ve murisin feragat işlemine muvafakatinin bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Muris…’ün sağlığında çocukları … ve … arasında miras payının devrine dair 10.04.1974 tarihli senedin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 613. maddesinde; bir kimsenin sağlığında mirasçılardan birinin diğer mirasçılar veya üçüncü bir şahıs ile o kimsenin mirası hakkında ve kendi iştirak ve muvafakati olmaksızın yaptığı mukavelerin batıl ve hükümsüz olduğu, aynı kanunun 475. maddesinde ise bir kimsenin mirasçılarından biri ile ivazlı veya ivazsız mirasçılıktan feragat mukavelesi yapılabileceği bu surette feragat eden kimsenin mirasçılık sıfatını kaybedeceği düzenlenmiştir. Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.02.1959 tarih 1959/16-14 Esas ve Karar sayılı ilamıyla da muris ile mirasçısı arasında düzenlenen mirastan feragat sözleşmesinin resmi yazılı şekilde yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Eldeki davanın konusu 1974 tarihli senet, muris ile mirasçısı arasında değil, murisin mirasçıları arasında ve murisin sağlığında düzenlendiğine göre 743 sayılı Medeni Kanunun 613. maddesinin uygulanacağı açıktır. Uygulamada ve öğretide mirasçılar arasında yapılan bu tür sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının gerekmediği, yazılı olmasının yeterli olduğu, murisin muvafakatinin ise adi yazılı şekil ile veya ispat edilmek şartı ile başka surette sağlanabileceği kabul edilmiştir.
Somut olayda; mirasçılar arasında adi yazılı (resmi nitelikte bulunmayan) şekilde miras payının devrine dair sözleşme yapıldığı, dinlenen eylemli tanık beyanına göre murisin bu sözleşmeye muvafakatinin bulunduğu ve sözleşmenin yapıldığı tarihten 20 gün sonra 30.04.1974 tarihinde de murisin adına tapuda kayıtlı 6 adet taşınmazını kayden oğlu …’e devrettiği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla murisin, çocukları arasında yapılan miras payının devri sözleşmesine muvafakatinin bir sonucu olarak taşınmazlarını diğer kardeşlerinden miras paylarını alan oğlu …’e devrettiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece 743 sayılı Medeni Kanunun 613. maddesine uygun olarak düzenlenen sözleşme gereğince, miras payını devreden davacı …’nin, murisin ölümünden sonra kendisine intikal edecek bir miras payı kalmadığına göre muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davacı açma hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmesi gerekirken 10.04.1974 tarihli adi yazılı senedin 743 sayılı Medeni Kanunun 475. maddesiyle muris ile mirasçısı arasında (murisin sağlığında) yapılan mirasçılıktan feragat sözleşmesi olarak değerlendirilmek suretiyle kanun hükümlerinin somut olaya uygulanması hususunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken sehven onandığı anlaşıldığından davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile Dairemizin 22.12.2006 tarih 2016/5896-10726 Esas ve Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı karar düzeltme ve temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 04.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.