Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/3147 E. 2017/5428 K. 19.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3147
KARAR NO : 2017/5428
KARAR TARİHİ : 19.09.2017

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 18.619.261,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Kadastro Komisyonunca mera niteliğinde olduğu ancak davalı olduğu belirtilmek suretiyle yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Tespitten önce Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan tapu kaydına dayalı elatmanın önlenmesi davası ile, davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan meraya elatmanın önlenmesi istemli dava, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış; yargılama sırasında müdahiller …, … ve …, miras yoluyla gelen hakka, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın belirli bölümlerinin adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, çekişmeli taşınmaz tutanağının olağan usullerle kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine, müdahiller açısından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece uyuşmazlığın aidiyete ilişkin bir haktan kaynaklandığı, Kadastro Mahkemesine devri gereken bir mülkiyet uyuşmazlığı içermediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, Kadastro Hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında malik hanesinin açık bırakıldığı ve halen de mülkiyet durumunun belirlenmediği, davacı …’nin tapu kaydına, müdahil davacıların ise miras yoluyla gelen hakka, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak mülkiyet iddiasında bulundukları anlaşılmaktadır. Malik hanesi açık olduğuna göre 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 30. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesince gerçek hak sahibinin re’sen tespiti ve onun adına tescil edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, Mahkemece keşif yapılarak taşınmazın niteliği belirlenmeli, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar çözümlenerek taşınmaz hakkında sicil oluşturacak şekilde bir hüküm kurulmalı, çekişmeli taşınmazın tamamı veya bir kısmının mera olarak sınırlandırılması halinde meranın aidiyetinin kime ait olduğu yolundaki uyuşmazlık yönüyle görevsizlik kararı verilmelidir. Mahkemece, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.