Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/2932 E. 2021/2804 K. 26.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2932
KARAR NO : 2021/2804
KARAR TARİHİ : 26.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar …, …, … ve …, … İlçesi Dara Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adlarına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 22.02.2016 tarih ve 2015/2599 Esas, 2016/1601 Karar sayılı ilamı ile, “taraf teşkili sağlanmadan ve yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek, sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 7.060,51 metrekarelik kısmının davacı … adına, (A) harfi ile gösterilen 3.756,73 metrekarelik kısmının … ve … adına, (C) harfi ile gösterilen 4.984,06 metrekarelik kısmının ise … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde, davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’nün dosya içerisine konulan cevap yazılarında, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sit alanında kaldığı belirtilmiş olduğu halde arkeolog bilirkişi tarafından sit haritası kadastro paftası ile çakıştırılarak yöntemince uygulanarak değerlendirme yapılmamış; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kadastro çalışmaları sırasında taşlık arazi olarak tespit harici bırakılmış olduğu dikkate alındığında, taşınmaz bölümlerinin halen taşlık arazi niteliğini koruyup korumadığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış; mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmaz bölümlerinin öncesi, kullanım durumu, üzerilerindeki zilyetliğin kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarında somut olgulara dayalı ayrıntılı beyanları alınmamış; harita mühendisi bilirkişinin tek bir hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapmak suretiyle hazırladığı ve yalnızca dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde tarımsal faaliyetin bulunduğunu belirttiği, imar-ihya yönünden ayrıntılı ve gerekçeli değerlendirme içermeyen raporuyla yetinilmiş ve
taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaz bölümlerine tüm yönlerden komşu olan taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa oluşumlarına esas belgeler getirtilmeli, taşınmazların imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte kesinleştiği … ve …’ndan sorularak alınacak yazı cevabı ile tüm plan ve haritalar celp edilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında bulunduğunun anlaşılması halinde imar planının kesinleştiği tarihten, aksi halde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü’nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, arkeolog bilirkişi, fen bilirkişi ve üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki durumunun ne olduğu, imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin ne zaman başladığı, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; arkeolog bilirkişiden, sit alanı haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin doğal ya da arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı ve kalmakta ise hangi derecedeki sit alanında kaldığı hususunda ve ayrıca taşınmaz bölümlerinin sit haritaları üzerindeki konumunu da gösterir şekilde ayrıntılı rapor aldırılmalı; … mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümleri üzerindeki bitki örtüsünü, çekişmeli bölümlerin imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve her bir taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümleri üzerine imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli, belirtilen dönemlere ilişkin memleket haritaları ile uydu fotoğrafları yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; 3402 sayılı Kanun’un 17. maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay (kesinleşme) tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; tescil davalarında yasal hasım konumunda bulunan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine vekalet ücreti dahil yargılama gideri yükletilemeyeceği halde, davalılar aleyhine harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi de isabetsiz olup,
temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden … ve …’na ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.