Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/2573 E. 2021/1898 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2573
KARAR NO : 2021/1898
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle davacının tutunduğu tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte temini ve tapu kaydının revizyon durumunun araştırılması, ardından dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorularak saptanması, var ise mera tahsis haritasının getirtilmesi, bundan sonra yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak, öncelikle mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritasının uygulanması suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin mera tahsisi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, bundan sonra davacının tutunduğu tapu kaydının haritası var ise, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca kapsamının haritasına göre belirlenmesi, haritası yoksa yahut uygulanma kabiliyeti bulunmuyorsa sınır yerlerinin yerel bilirkişilere tek tek okunmak suretiyle sorulup saptanması, yerel bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar için taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, kayıt uygulaması yönünden denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, bu yolla dava konusu taşınmaz bölümlerinin tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, dava konusu taşınmaz bölümlerinin tümünün yahut bir bölümünün dayanılan kaydın kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde, kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümleri yönünden mera araştırması yapılması, bu taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı sonucuna varılması halinde yöntemince zilyetlik araştırması yapılması ve bundan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında, dava konusu 161 ada 21 parsel sayılı 320.700,00 metrekare yüzölçümündeki mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilen taşınmazın bir bölümü hakkında, davacılar … ve arkadaşları tarafından, irsen intikal ve taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılan dava, eldeki davayla birleştirilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 161 ada 21 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde yer alan ve 07.09.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A), (D), (E) ve (G) harfleriyle belirtilmiş olan toplam 68.515,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile eşit hisselerle davacılar …, … ve … adına, 19.04.2016 tarihli teknik bilirkişi raporunda (K) harfi ile gösterilen 13.649,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün ise tapu kaydının iptali ile 2/4 hisse ile davacı …, 1/4 hisselerle davacılar … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sonucunda mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılan taşınmazın bir bölümünün tescili istemine ilişkin olup, Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde, davacılar yararına, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, meraların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanım hakkı ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine ait olup, bu nedenle mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda husumetin Hazine’nin yanında ilgili Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine’ nin yanında ilgili kamu tüzel kişiliği olarak … aleyhine açılmıştır. Ancak karar tarihinden önce 17.06.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan karar ile davalı …’nın tüzel kişiliği kaldırılarak Gemerek Belediyesinin sınırları içine katılmasına karar verilmiştir. 5593 sayılı Belediye Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerin taşınır, taşınmaz mal, hak, alacak ve borçlarının katıldıkları belediyeye intikal edeceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, davalı …’nın tüzel kişiliğinin kaldırıldığı ve Gemerek Belediyesi sınırlarına katıldığı ve böylelikle Gemerek Belediye Başkanlığı’ nın ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım sıfatını kazandığı gözden kaçırılarak, Gemerek Belediye Başkanlığı’na dava yöneltilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu nedenle, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını davalı Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliği olarak yasal hasım konumunda bulunan Gemerek Belediye Başkanlığı’na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde, anılan belediyeden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.