Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/1842 E. 2020/5981 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1842
KARAR NO : 2020/5981
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan … ada 24 parsel sayılı 9.392.04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı … adına; 122 ada 32 parsel sayılı 6.976.70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … ve … adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve …, maliki oldukları 122 ada 34 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 3.000,00 metrekare eksik ölçüldüğünü ve eksilen kısmın sınır komşusu bulunan 122 ada 32 parsel sayılı taşınmaza eklendiğini ileri sürerek, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle; davacılar … ve … ise, zilyet oldukları taşınmazın bir kısmını belediyeye sattıklarını ancak sattıkları kısımdan daha fazla bölümün belediye adına tescil edildiğini ileri sürerek, 122 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacılar … ve … tarafından açılan dava yönünden Mahkemenin görevsizliğine, davacılar … ve … tarafından açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacıları vekili ile birleşen dosya davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Birleşen 2009/526 Esas sayılı dosya yönünden yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece, 122 ada 24 sayılı parsel yönünden Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1974/6 Esas 1975/12 Karar sayılı dava dosyası ile temyize konu dosyanın tarafları aynı değil ise de, miras yoluyla gelen hakka dayalı olduğundan sözü edilen kararın külli halefiyet yoluyla davacılar yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçe gösterilerek davacı … ve …’ın davalarının reddine karar verilmiştir. Ne var ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303/1. maddesi gereğince, kesin hükümden söz edilebilmesi için iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması zorunludur. Mahkemece kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen dava dosyasında, …, çekişmeli 122 ada 24 parsel sayılı taşınmazı … varisleri … ve şeriklerinden satın aldığını belirterek, Hazine ile … Köy Tüzel Kişiliği aleyhine tescil davası açmıştır. Eldeki dava dosyasında ise, davacılar … ve …, çekişmeli taşınmaza uzun süredir zilyet olduklarını, taşınmazın bir kısmını belediyeye sattıklarını, ancak kadastro çalışmaları sırasında sattıkları kısımdan daha fazlasının belediye adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın kendi adlarına tescili istemi ile davalı … aleyhine dava açmışlardır. Bu haliyle, eldeki dava dosyasının davacıları … ve … Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1974/6 Esas sayılı dosyasında taraf olmadığından, söz konusu dava dosyasının eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Davacılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacılar dava dilekçesinde, maliki oldukları 122 ada 35 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün yaklaşık 3.000,00 metrekare eksik ölçülüp davalı … adına işlem gördüğünü belirterek yapılan işlemin iptali ile taşınmazın adlarına tescilini talep ettikten sonra, ilk celsede dava konusu ettikleri taşınmazın 122 ada 32 parsel olduğunu beyan etmişler yargılama devam ederken sundukları tashih dilekçesiyle de maliki oldukları taşınmazın 122 ada 34 parsel sayılı taşınmaz olduğunu belirtmişlerdir. Mahkemece, davacıların ilk celsede dava konusu ettikleri parselin 122 ada 32 parsel olduğunu belirtmiş oldukları dikkate alınmaksızın, dava dilekçesinde davacıların maliki olduklarını ifade ettikleri 122 ada 35 parsel sayılı taşınmaz dava konusu kabul edilerek, bu parselin tutanağının kadastro mahkemesinde davalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması isabetsizdir.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmaz tapuda davalılar adına kayıtlı olan 122 ada 32 sayılı parsel olduğuna göre bu parsel yönünden iddia ve savunmalar kapsamında araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin davanın konusunda yanılgıya düşülerek bu parselin tutanağının davalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazı açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.