Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2017/1790 E. 2020/574 K. 18.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1790
KARAR NO : 2020/574
KARAR TARİHİ : 18.02.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 18.02.2020 gün ve saatte temyiz eden … Lojistik Yatırımları ve … A.Ş. vekili Avukat … ile aleyhine temyiz istenilen … geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

… İli … İlçesinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, … Mahallesi çalışma alanında ve davacı … ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 298 parsel sayılı 77.200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 1 parsel numarasıyla ve 70.910,21 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 299 parsel sayılı 39.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 2 parsel numarasıyla ve 38.458,55 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı …’ın, taşınmazların yüzölçümlerinin haklı bir nedene dayanılmaksızın eksiltildiği iddiasına dayanarak Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle açtığı davada, mahkemec verilen davanın husumet nedeniyle reddine dair önceki günlü karar Dairemizce “davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, ilgilileri tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebileceği, bu tür ihtilaflarda “lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksadın, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz maliklerinin olduğu, ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebileceği, mahkemece, husumetin kime düşeceğinin tespiti yönünden dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümleri ile önceki yüzölçümleri farkının neden kaynaklandığı hususunda bir araştırma yapılmadığı, tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığı teknik bilirkişilerce belirlenmeksizin, sadece Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilmesi esas alınmak suretiyle bir karar verildiği ifade edildikten sonra, işin esasına girilerek mahallinde yöntemine uygun şekilde keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre taşınmazların sınırlarının belirlenmesi, teknik bilirkişiden tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığını gösterir rapor tanzim edilmesinin istenilmesi, taşınmazların uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümü ile önceki yüzölçüm farkının hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde davanın Kadastro Müdürlüğüne yöneltilmiş olması yeterli görülerek davanın esastan reddine karar verilmesi; taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin komşu parsellerden kaynaklandığının belirlenmesi halinde komşu parsel maliklerinin, eksikliğin tescil harici taşınmazlar yönünde olduğunun anlaşılması halinde ise Hazine veya ilgili tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa olanak verilmesi ve 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf koşulu sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm kurulması” gereğine değinilerek usulden bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında komşu … Mahallesi … ada 7 parsel sayılı 36.734,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın maliki … Lojistik Yatırımlar ve … A.Ş davaya dahil edilmiş, … ve … Belediye Başkanlığı’na dava ihbar edilmiş ve yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile, eski 298 yeni 102 ada 1 parsel nolu taşınmazın fen bilirkişisi …’ın 03.08.2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 830,90 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 659,93 metrekarenin 22a çalışması sonucu hesaplanan 70.910,21 metrekarelik alana eklenerek toplam 72.401,04 metrekare olarak, eski 299, yeni 102 ada 2 parsel nolu taşınmazın aynı rapor ve krokide (C) ile gösterilen 501,20 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 409,71 metrekarenin 22a çalışması sonucu hesaplanan 38.458,55 metrekarelik alana eklenerek toplam 39.369,46 metrekare olarak tapuya tesciline, davalı … hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı … Lojistik Yatırımlar ve … Anonim Şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda verilecek hükmün tüm paydaşların hukukunu etkileyecek olması nedeniyle tüm birlikte dava açmaları yahut da biri veya birkaçı tarafından açılan davaya diğer paydaşların katılımının sağlanması gerekir. Somut olayda; davacı …, uygulama kadastrosu sırasında eski 298 ve 299 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin eksildiği iddiasıyla dava açmıştır. Ne var ki; her iki taşınmazın da tapuda davacı … dışında, başka paydaşların da müştereken malik oldukları anlaşılmaktadır. Her ne kadar hükmüne uyulan bozma ilamı içeriğinde bu husus gözden kaçırılmış ise de; taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiğinden bozma ilamında bu yöne değinilmemiş olmasının taraflar açısından usuli müktesep hak oluşturmayacağı tartışmasızdır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacıya müştereken maliki olduğu eski 298 ve 299 parsel sayılı taşınmazların kendisi dışındaki paydaşlarının yöntemince davaya katılımlarının sağlanması için süre verilmeli ve bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren aleyhine temyiz olunan tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.