Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/9748 E. 2019/5732 K. 25.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9748
KARAR NO : 2019/5732
KARAR TARİHİ : 25.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … Merkez … Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 17.07.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 24.08.2015 tarihli bilirkişi raporuna ek krokide (A) harfi ile gösterilen 1.167,79 metrekarelik kısmın bağ niteliği ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı lehine eklemeli zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve ne sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulup belirlenmemiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanığından, taşınmazın evveliyatının ne olduğu, taşınmazda ne zaman ve ne şekilde imar-ihyaya başlandığı, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususunda somut ve detaylı beyanları alınmamış, orman bilirkişisi tarafından 1948, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğrafları incelenmiş ise de, bu hava fotoğraflarının uyuşmazlığı aydınlatmak için yeterli olmadığı, özellikle dava tarihinden geriye 20 ve 25 yıllık hava fotoğraflarının da getirtilerek konusunda uzman jeodezi ve fotogrametri bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği düşünülmemiş ve ayrıca taşınmazın imar durumu da ilgili yerlerden sorulup açıklığa kavuşturulmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın hangi tarihte ve ne sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, dava konusu taşınmazın yakın komşuları olan 1441, 1443, 1444 ve 1445 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları, varsa dayanak belgeleri ve tescile esas mahkeme ilamları getirtilerek dosya içerisine alınmalı, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde ise imar planının hangi tarihte onaylandığı İlçe Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmalı, dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 2014 yılından 20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı ve bundan sonra mahallinde, 3 ziraat mühendisi, fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, bu keşifte jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazın önceki durumunun ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı hususlarında bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ve ayrıntılı rapor istenmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazın dava tarihinden evvel imar planı kapsamına alındığının anlaşılması halinde, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten imar planının onaylandığı tarihe kadar, imar planı kapsamında olmaması halinde ise dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin davacı lehine aralıksız ve nizasız olarak geçmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.