Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/9184 E. 2018/6154 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9184
KARAR NO : 2018/6154
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVALILAR : … VE DİĞERLERİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen 23.10.2018 gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Yasa’nın 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında davalılar … ve müşterekleri adına kayıtlı eski 517 parsel sayılı 11.650,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 155 ada 89 parsel numarasıyla, 11.541,76 metrekare, davacı … adına kayıtlı eski 516 parsel sayılı 5.005,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 155 ada 22 parsel numarasıyla 5.129,14 metrekare olarak tespit görmüştür. Davacı tarafından uygulama kadastrosunun yapılmasından önce Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalıların taşınmazına duvar yapmak ve ağaç dikmek suretiyle el attığını öne sürerek el atmanın önlenmesi, duvar ve ağaçların kaldırılarak eski hale getirilmesi istemiyle açtığı davada, mahkemece uygulama kadastrosu nedeniyle taşınmazlar hakkında tutanak düzenlendiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosyanın gönderildiği Kadastro Mahkemesince tutanak asılarının dava dosyasıyla birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle aktarılmasından sonra taşınmazda yukarıda açıklanan şekilde keşif yapılmamış, raporlar alınmamış, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldüğü sırada yapılan keşif sonucunda rapor hazırlayan harita-kadastro teknikeri ..’a dosya tevdii edilerek dosya üzerinden rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Adı geçen bilirkişi tarafından dosya üzerinden ve yukarıda açıklanan şekilde düzenlenmeyen rapora göre karar verilmez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle tesis kadastrosunun ve özellikle çekişmeli taşınmazlar ile çevresindeki bir kısım taşınmazların ifrazen oluştuğu tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların kadastro tespitinden sonra kök taşınmazdan ifrazı ile oluştuğu sırada taraflar arasındaki duvarın olup olmadığı, arada ayırıcı bir sınırın bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilaflı bölgede bulunan duvarın kimin tarafından yapıldığı sorularak saptanmalı, teknik bilirkişi kuruluna yukarıda belirtilen esaslara uygun şekilde ayrıntılı inceleme ve araştırma yaptırılmalı, özellikle kök taşınmazdan ifraz sırasında düzenlenen ölçü krokisi, ölçü değerleri ve pafta arasında çelişki bulunup bulunmadığı, ifraz sırasında aradaki sınırın nereden geçirildiği hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davacının el atmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme talebiyle eldeki davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı ve Asliye Hukuk Mahkemesince bu taleplerin tamamı hakkında görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarıldığı halde Kadastro Mahkemesince bu talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.