Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/8919 E. 2019/5838 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8919
KARAR NO : 2019/5838
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … İlçesi, … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 137 ada 4 parsel sayılı 5.198,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ve satın alma nedeniyle, 137 ada 29 parsel sayılı 1.570,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın vaki kabul nedeniyle kabulüne, çekişmeli taşınmazların … adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 308. maddesinde açıklanan şekli ile kabul beyanı, davalı tarafça yapılabilen tek taraflı ve yargılamayı sona erdiren bir usul işlemi olup, kesin hükmün tüm hukuki sonuçlarını doğurur. Feragat ve kabulün, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği gibi, ancak irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir. Mahkemece, davalı …’ün davayı kabul ettiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Kabul beyanının geçerli olabilmesi için davalının davayı kabul ettiğine dair beyanının tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olması gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece 24.07.2014 tarihinde yapılan keşifte dava konusu 137 ada 4 ve 29 parsel sayılı taşınmazların yeni parsel numarasının 137 ada 31 parsel olduğu belirtildikten sonra, davalı … “dava edilen taşınmazlarda benim herhangi bir hakkım yoktur, benim eski tapum vardır eski tapumu da kadastro zamanında uygulattım” şeklinde beyanda bulunmuş ve mahkemece davalının bu sözleri davayı kabul beyanı olarak değerlendirilmiştir. Ne var ki, davalının keşif yerindeki bu beyanında açıkça davayı kabul ettiğine ilişkin bir ifade yeralmadığı gibi, dosya kapsamındaki tapu kaydı, tutanak ve fen bilirkişi raporuna göre 137 ada 31 parsel sayılı taşınmaz ile 137 ada 4 ve 29 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı parseller olduğunun anlaşılmış olması karşısında davalının söz konusu ifadesinin kabul beyanı olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı …’ün beyanının hatalı vasıflandırılması sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı …’ün temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.