Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/8839 E. 2020/5478 K. 19.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8839
KARAR NO : 2020/5478
KARAR TARİHİ : 19.11.2020

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece öncelikle, çekişmeli 176 ada 20, 27, 28, 29 ve 37 parsel sayılı taşınmazlar ile çevresine ilişkin ve kadastro tespit tarihinden yaklaşık 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya içine getirtilmesi, bundan sonra üç ziraat mühendisinden oluşacak ziraatçi bilirkişi kurulu, üç orman mühendisinden oluşacak ormancı bilirkişi kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılması, keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazların kim yada kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı, kimden kime nasıl intikal ettiği hususlarında ayrıntılı bilgi alınması, uzman bilirkişi kurullarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, hali hazır durumu, niteliği ve niteliğine etki eden faktörleri hususunda bilimsel verilerle desteklenmiş ve önceki raporları da irdeler şekilde denetime elverişli ayrıntılı rapor alınması, uzman harita mühendisi bilirkişiden getirtilen hava fotoğrafları ile temin edilebilen uydu fotoğraflarını incelemek suretiyle sözkonusu hava ve uydu fotoğraflarının herbirinde taşınmazların ne olarak gözüktüğü, niteliğinin ne olduğu hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi ve çekişmeli taşınmazları hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesinin istenmesi, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda müdahiller … ve …’ın davalarının kabulüne, davacı Hazine’nin açtığı davanın reddine, temyize konu çekişmeli 176 ada 27, 28, 29 ve 37 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile 1/2’şer payla müdahiller … ve … adlarına tesciline, 176 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece özetle, çekişmeli 176 ada 20 parselde davalı …lehine, 176 ada 27, 28, 29 ve 37 parsellerde ise müdahiller … ve … lehlerine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazine’nin 176 ada 20 parsel hakkında açtığı davanın reddine, müdahillerin 176 ada 27, 28, 29 ve 37 parseller hakkında açtıkları davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Öncelikle, 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca, davanın taraflarının ve taraf sıfatlarının kararda doğru ve eksiksiz şekilde gösterilmesi gerekir. Ne var ki, karar başlığında çekişmeli 176 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olan davalı …taraf olarak gösterilmemiş, yine 176 ada 20 parsel nedeniyle davacı sıfatıyla, 176 ada 27, 28, 29 ve 37 parseller yönünde ise davalı sıfatıyla davada yer alan Hazine yalnız davacı olarak gösterilmiştir. Bunun dışında Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiş, hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü yerine Orman İşletme Müdürlüğü’nden istenmiş ve buradan temin edilemediği için üzerinde inceleme yaptırılamamış, bozma sonrası yapılan keşif neticesi ziraatçi bilirkişi heyetinden alınan raporda çekişmeli 176 ada 27, 28, 29 ve 37 parsel sayılı taşınmazların %12-15 eğimli ve taşsız oldukları, orman bilirkişi raporunda ise % 35-45 eğimli olup, taşlık yapıda bulundukları belirtilmiş, keşif zaptına yansıyan mahkeme gözleminde de ziraat raporunun aksine taşınmazların taşlarının ayıklanmadığı, bakım yapılmadığı, taşınmazların engebeli ve ulaşımın zor olması nedeniyle yalnız elle biçilerek kullanıldıkları ifade edilmiş olup, bu haliyle ziraat raporu ile mahkeme gözlemi ve orman bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğu gibi, taşınmazlara ait olduğu belirtilen ziraat raporu ekindeki fotoğraflar ile orman bilirkişi raporu ekindeki fotoğraflar arasında da farklılık bulunduğu halde çelişkilerin giderilmesi gerektiği üzerinde durulmamış; ayrıca mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıktan bu taşınmazların müdahillere ne şekilde intikal ettiği de sorularak açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu 176 ada 20, 27, 28, 29 ve 37 parsel sayılı taşınmazların tespit tarihi olan 2004-2005 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarından en az üç adedi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile öncekilerden farklı 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların geçmişte ve şimdi ne durumda bulunduğu, ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, arazilerin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazların kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı olup olmadığı hususunda bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, önceki raporları da irdeler şekilde ayrıntılı rapor düzenlemeleri istenmeli, ayrıca dava konusu taşınmazların denetime elverir şekilde farklı açılardan çekilmiş fotoğrafları rapora eklenmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı-davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.