Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/7697 E. 2019/4694 K. 24.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7697
KARAR NO : 2019/4694
KARAR TARİHİ : 24.06.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İlçesi Kayalar Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümünün, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında 6360 sayılı Yasa uyarınca … ve … Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiştir. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 30.401,85 metrekare yüzölçümündeki çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı … Belediye Başkanlığı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, usule aykırı olarak duruşmada dinlenen tanıklar beyanlarında, çekişmeli taşınmazın mera vasfında olmadığını ve davacı tarafın zilyetliğinin yaklaşık 20 yılı aşkın süredir aralıksız şekilde devam ettiğini bildirmişlerdir. Buna karşılık, keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişiler, tanık beyanlarının aksine davacı tarafın zilyetliğinin yaklaşık 10-15 yıldır sürdüğünü yani yirmi yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını ve çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle mera vasfında olduğunu beyan etmişlerdir. Yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında hem çekişmeli taşınmazın niteliği, hem de sürdürülen zilyetliğin süre ve şekli noktasında açık çelişkiler bulunmasına rağmen, Mahkemece bu çelişkilerin giderilmesine çalışılmamıştır. Öte yandan, aynı köyden yerel bilirkişiler tarafından çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu ileri sürülmesine rağmen, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış ve halen mahalle haline dönüşmüş olan komşu köyler halkı arasından seçilecek yerel bilirkişi belirlenerek keşif mahallinde dinlenilmemiştir. Ayrıca, bir taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile kullanım şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet hava fotoğrafı üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazın fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliğini ve kullanım şeklinin belirlenmesi gerekirken, somut olayda belirtilen tarih aralığındaki tek bir döneme ilişkin hava fotoğrafı üzerinde, yetersiz bir inceleme yapılarak karar verilmiştir. Diğer taraftan, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak mera iddiasında bulunulduğuna, taşınmazın doğu ve güney sınırlarında tapulama harici alanlar yeraldığına ve dosya arasına konulan renkli fotoğraflarda çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik sürdürüldüğüne dair herhangi bir belirti bulunmadığına göre, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği ile kullanım şekli ve süresi konusunda bilimsel verilere dayalı, gerektiğinde toprak analizi de yapılmak suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor alınması gerekirken, iki ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi de isabetsizdir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait, özellikle de 1985-1990 yılları arasındaki döneme ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet stereskopik hava fotoğrafı, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu 408 (ifraz sonucu 444) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı ve dayanakları ile davalı olması halinde dava dosyası temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu köylerde ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde ikamet eden kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeoloji mühendisi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, kamu orta malı mera olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, mera alanları ile arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, kadastro sırasında batıda komşu parsele uygulanan vergi kaydında çekişmeli taşınmaz yönü “kayalık” okunduğuna göre taşınmaz öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar-ihya çalışmalarının kim tarafından ne zaman tamamlandığı, varsa, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyedinin kim olduğu, zilyetliğin kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri hangi tasarruflarla zilyet edildiği ve taşınmaz üzerindeki ağaçların kim tarafından ne zaman dikildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde yüzleştirme yapılarak çelişkiler giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli; üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini, kamu orta malı mera olup olmadığını ve meradan açılıp açılmadığını bildiren, çekişmeli taşınmaz bölümü ile mera alanları arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını ve zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini duraksamasız şekilde ortaya koyan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini irdeleyen, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların sayılarını, yaşlarını, aşılı iseler aşı yaşlarını ve cinslerini açıklayan, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; jeoloji mühendisi bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın aktif ya da pasif dere yatağında kalıp kalmadığı, sınırında bulunan dereler ile çekişmeli taşınmaz arasında kot farkı olup olmadığı ve çekişmeli taşınmazın derenin taşkın sahası içinde bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor aldırılmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, memleket haritaları ile uydu fotoğrafları da yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz bölümünün yakın plan renkli fotoğrafları çektirilerek sınırları fotoğraflar üzerinde işaretlenmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar Hazine ve … Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.