Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/7638 E. 2019/2896 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7638
KARAR NO : 2019/2896
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar … ve …, … İlçesi Salur Köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan … çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı … Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda; dava … ve … Belediye Başkanlığı hasım gösterilerek açılmış olup, bozma tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Büyükşehir Belediyesi’nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olmakla davanın İlçe Belediyesi ile birlikte Büyükşehir Belediyesine de (yasal hasım olarak) yöneltilmesi gerekir. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez. Öte yandan mahkemece, davacının 2007 yılında yapılan … çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında, hak kazandırıcı süreye ulaşan zilyetliği bulunduğunu ileri sürerek 2012 yılında açtığı davanın, çekişmeli taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten itibaren 5 yıllık makul süre geçtikten sonra açıldığı ve yine tespit tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesi uyarınca herkes, yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğüne sahip olup, bu özgürlüğün en yaygın kullanılma şekli dava açma hakkıdır. Yine Anayasamızın 13. maddesi uyarınca, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.” 3402 sayılı … Kanunu’nun 12/3. maddesinde, … sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, … sırasında haklarında … tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 22.04.2015 tarih, 2013/8-2061 Esas ve 2015/1256 Karar sayılı ilamında da, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılacak tescil davalarını sınırlayan bir sürenin olmadığı açıklanmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, 6360 sayılı Kanun uyarınca … İli’nin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı davaya dahil etmeleri için davacılara süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, sunduğu takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK’nın 713/4 ve 5. maddeleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları anılan sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.