Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/7586 E. 2017/2613 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7586
KARAR NO : 2017/2613
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1992 yılında yapılan kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 875 parsel sayılı 1625 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasa’nın …/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmek suretiyle, tutanağın beyanlar hanesinde; taşınmaz üzerindeki narenciye ağaçlarının …’a ait olduğu ve 1980’den beri kendisinin kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak, narenciye bahçesi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 08…..2009 tarihinde 3402 sayılı Yasa’nın Ek-…. maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna esas olmak üzere düzenlenen güncelleme listesi ile; taşınmaz, tarla vasfıyla, …’un kullanımında olduğu şeklinde güncellenmiştir. Davacı …, taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu ve davalıya devretmediği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece özetle, çekişmeli 875 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır davalı …’un kullanımında bulunduğu, ecrimisillerin davalı tarafından ödendiği, davacının taşınmazın kullanımını uzun yıllar evvel bıraktığı gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de; verilen karar usul ve Yasa’ya uygun bulunmamaktadır. 1992 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz tutanağının beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki narenciye ağaçlarının davacı …’a ait olduğu ve 1980 yılından beri kendisinin kullanımında bulunduğuna dair şerh verilmiş ve kadastro işlemi ……..1992 tarihinde kesinleşmiştir. 3402 sayılı Yasa’nın Ek-…. maddesi uyarınca 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sırasında ise taşınmazın kullanıcısı davalı … olarak güncellenmiştir. Güncelleme çalışmaları sırasında ilk şerh sahibinin değiştirilebilmesi için taşınmaz üzerindeki kullanıcı ve muhdesat sahibinin taşınmazı üçüncü kişiye devrettiğinin kanıtlanması gerekir. Somut olayda; davacı …, güncelleme çalışmalarında ….06.2000 tarihli devir senedi bulunduğu gerekçesiyle davalı adına kullanıcı şerhi verildiğini ancak söz konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, senedin sahte olduğunu belirtmiş, davalı taraf ise, taşınmazı önceki şerh sahibi davacıdan devraldığı iddiasında bulunmamakla birlikte aksine dosya kapsamında sunduğu dilekçelerde, Hazine’ye ait taşınmazın senetle devrinin mümkün olmadığı, devir senedinin kullanıcıyı belirlemede hukuki değerinin bulunmadığı şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Kaldı ki, yargılama sırasında dinlenen senet tanıklarının beyanları ile de senedin geçerliliği kanıtlanamamıştır. O halde; güncelleme çalışmalarından önceki şerh sahibi davacının açtığı davanın kabulü ile beyanlar hanesine taşınmazın davacı kullanımında bulunduğuna dair şerh verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, ….04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.