Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/6533 E. 2019/435 K. 30.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6533
KARAR NO : 2019/435
KARAR TARİHİ : 30.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 162 ada 117 parsel sayılı 1.990,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına kayıtlı aynı ada 112 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 162 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 24.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 21,46 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına kayıtlı aynı ada 112 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin, 10.02.2016 tarihli kısa kararında çekişmeli 162 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 24.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen 117,67 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı aynı ada 112 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, çekişmeli 162 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 24.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 21,46 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı aynı ada 112 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesi gereğince kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir. O halde, önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.