Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/5770 E. 2019/5050 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5770
KARAR NO : 2019/5050
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “öncelikle dava konusu taşınmazın davacıya babasından intikal ettiği belirtildiğine ve davacı çekişmeli taşınmazın kendi adına tescilini talep ettiğine göre; çekişmeli taşınmazın davacıya intikal şekli araştırılarak somut olayda aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulması; aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde ise, uyuşmazlık konusu 123 ada 155 sayılı parselin, kadastro tutanağının edinme sebebinden anlaşıldığı üzere kadastrodan önce 1972 yılında Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalarda, taşınmaz hakkında düzenlenen tablendikatif tutanağına göre 802 parsel numarası ile belirlendiği dikkate alınarak öncelikle 802 tablendikatif numaralı persel hakkında Hazine adına tapu kaydının oluşup oluşmadığının, tablendikatif evrakının fotokopisi de eklenerek durumun Tapu Sicil ve İl Özel İdare Müdürlüğü’nden sorulması, aynı parsele ait belirtmelik tutanak ve ekleri ile taşınmazın bulunduğu mevki ve bölgeye ait Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera paftası İl Özel İdaresi Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, bundan sonra yeniden yapılacak keşifte taşınmazın tapulu olup olmadığı, tapu oluşmuş ise 4753 sayılı Kanun’un 8/A-B maddelerinden hangisinin kapsamında kalan taşınmazlardan olduğunun saptanması, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına herhangi bir tapu oluşturulmamış ise, kadastronun girdiği 14.11.2005 tarihine kadar ve bu tarihten geriye doğru davacı ve babasının 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin bulunup bulunmadığının araştırılması, Toprak Tevzi Komisyonunca taşınmaz Hazine adına tapuya bağlanmış ise tapunun oluştuğu tarihten geriye doğru 20 yıllık kazanma süresinin hesaplanması, Hazineye ait mera nitelikli 1937 tarih 1118 ve davacı tarafın dayandığı aynı tarih 1188 tahrir nolu vergi kayıtlarının, HUMK’nın 258 ve 259. maddeleri gereğince davet edilecek teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla keşifte zemine uygulanması ve böylelikle sözü edilen vergi kayıtlarının dava konusu parsele uyup uymadığının açık bir biçimde belirlenmesi, tablendikatif evrakı ekinde gönderilen belgeye göre, dört tarafı mera olduğu gözönünde tutularak kadim ve tahsisli mera araştırmasının yapılması ve dava konusu taşınmazın tahsisli ve kadim mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının keşfen belirlenmesi, anılan kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, kadim mera araştırması yoluna gidilmesi, davacı … ile miras bırakanı … ve dava dışı kalan mirasçıları yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, çekişmeli 123 ada 155 parselde kayıtlı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, yasa gereği Hazine harçtan muaf olduğu halde, hüküm fıkrasının 5. bendi ile Hazineden harç alınmasına hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 5. bendinde yer alan “Davacı tarafından yatırılan” ibaresinden sonra gelen “96,30 peşin harç” ibaresinin ve 120.00 TL tamamlama harcı” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına; yine 5 nolu bendin 3. satırında yer alan “toplamda” kelimesinden sonra gelen “1688,85 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “1.202,55 TL” yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.