Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/5460 E. 2019/249 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5460
KARAR NO : 2019/249
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ : … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı … Köyünde bulunan sınırlarını belirttiği taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri …,… tarafından düzenlenen 14.07.2014 havale tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 12.834,00 metrekare, (B) harfi ile gösterilen 17.554,50 metrekare, (C) harfi ile gösterilen 2.910,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların tarla vasfı ile davacının babası … ‘ın verasetindeki hissesi oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 4721 sayılı TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacının murisi … ve sonrasında davacının zilyetliğinde bulunduğu, davacı yararına miras payı oranında zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Davacı … , sınırlarını belirttiği taşınmazların 20 yıldan fazla süre nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunduğunu, zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğunu iddia ederek taşınmazların kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanığı …’in beyanlarından, çekişmeli taşınmazların davacının babası … tarafından üçüncü kişi olan …’den satın alındığı, babasının sağlığında onunla birlikte davacının da kullanımı olduğu, babasının ölümünden sonra taşınmazların davacı tarafından mirasçı sıfatıyla kullanıldığı anlaşılmıştır. Davacı, temyize konu taşınmaz bölümlerinin zilyetlik dışında bir nedenle kendisine intikal ettiğini iddia ve ispat etmediğine, elbirliği şeklinde malik olunan taşınmazlarda mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap mümkün olmadığına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, murisin terekesine göre üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı açılan davada davacının miras payı oranında tescile de karar verilemeyeceği göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde
hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
24.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.