Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/4914 E. 2018/7503 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4914
KARAR NO : 2018/7503
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yenileme kadastrosu sonucu Oba Mahallesi çalışma alanında bulunan 1260 parsel sayılı 993,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bahçe vasfıyla … adına tespit ve tescil edilmiştir. …’un vefatı üzerine davacılar, dava konusu 1260 parsel sayılı taşınmazın murisleri …’tan 2.000,00 metrekare olarak intikal ettiğini ancak 1994 yılında gerçekleştirilen … yenileme çalışmaları ile taşınmazın 608,54 metrekarelik kısmının davalı … adına 2172 parsel numarası ile tescil edildiği, 530 metrekaresinin de tapu dışında bırakılan fiili yolun boşluğu olarak terkin edildiği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tespitin kesinleşmesinden sonra dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de davanın nitelendirilmesinde hataya düşülmüş olması nedeniyle varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Bilindiği üzere maddi vakıaların bildirilmesi davacıya, hukuki vasıflandırma ise hakime aittir. Eldeki dosyada davacılar, tesis … sırasında 2000 metrekare olan taşınmazın yüzölçümünün 1994 tarihinde 2859 sayılı Kanun’a göre yapılan yenileme kadastrosu sonucunda 993,65 metrekareye düşürüldüğünü öne sürdüklerine göre taleplerinin yenileme kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. 2859 sayılı Kanun’un 1. maddesinde teknik nedenlerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği görülen ve en az bir mevki veya ada biriminde zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tespit edilen tapulama ve … paftaları, bu Kanun hükümlerine göre yenileneceği düzenlenmiş, 4. maddesinde de yenileme yalnız teknik çalışmaları kapsayacağı, tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla yapılan işlem taşınmazın aynına (mülkiyete) ilişkin olmayıp teknik hataların giderilmesine yöneliktir. 3402 sayılı … Kanunu’nun 12/3. maddesinde ise, tesis kadastrosu ile düzenlenen tutanaklar hakkında, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı düzenlenmiş olup, bu maddenin aynına (mülkiyete) yönelik bulunmayan teknik hataların giderilmesine matuf yenileme çalışması nedeniyle düzenlenen tutanaklar hakkında uygulanma olanağı mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; tüm delillerin toplanmak, taşınmaz başında keşif yapılmak ve fen bilirkişisinden bu doğrultuda rapor alınmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava mülkiyete yönelik olmadığı halde usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 06.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.