Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/4687 E. 2018/7639 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4687
KARAR NO : 2018/7639
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, …İlçesi Toklular Köyü ve Karineş Mahallesi çalışma alanı sınırları arasında bulunan ve … sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 07.04.2015 tarih ve 2014/14008 Esas, 2015/3339 sayılı kararı ile; davanın 4721 sayılı TMK’nın 713. maddesi ile 3402 sayılı … Kanunu’nun 14. maddesine dayalı tescil istemine ilişkin olduğu belirtilerek TMK’nın 713/5. maddesi uyarınca yasal ilanların yapılması gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, …İlçesi Toklular Köyü’nde bulunan 07.11.2013 tarihli teknik bilirkişiler … ve … …’un krokisinde (A) harfi ile belirtilen 2357,35 metrekarelik taşınmazın davacı … adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar-ihya hukuki nedenlerine dayalı olarak TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı … Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacılar lehine imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskop aletiyle incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilen ve ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında hava fotoğraflarından yararlanılmamış, komşu parsel tutanakları ile dayanağı olan belgeler getirtilerek taşınmazlar yönünü ne gösterdiği yönünde değerlendirme yapılmamış, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin bir kısmı taşınmazın 20 yıldan beri kullanılmadığını beyan ederken, bir kısmı da 20 yıldan beri davacının zilyetliği altında bulunduğu beyan etmiş, beyanlar arasındaki bu çelişki giderilmemiş ve ziraat bilirkişileri tarafından düzenlenen yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların … tutanak ve dayanakları ile dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın sınırları kabaca işaret ettirilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde iktisap edilebilmesi için emek ve masraf yapılarak tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, dava dilekçesi ile tescili talep edilen taşınmaz bölümü 2.141,23 metrekare iken, hükümle talep aşılmak suretiyle 2357,35 metrekare hakkında tescil kararı verilmesi dahi isabetsizdir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.