Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/4632 E. 2018/8253 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4632
KARAR NO : 2018/8253
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İlçesi Pınarbaşı Mahallesi çalışma alanında bulunan ve … sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Fen bilirkişilerinin 19.03.2015 tarihli rapor ve krokilerinde (B) harfi ile gösterilen 17.436,32 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 7.200,06 metrekare yüzölçümündeki tespit harici bırakılan taşınmazlar yönünden davanın reddine, aynı rapora ek krokide (A) harfi ile gösterilen 12.410,09 metrekare yüzölçümündeki tespit harici bırakılan taşınmaz yönünden kabulü ile; bu kısmın davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı … temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı … Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında dava konusu taşınmaz bölümlerinin kapsadığı alan bakımından çelişki bulunmaktadır. Harita mühendisi tarafından hazırlanan raporda dava konusu edilen taşınmazın tamamı (A) ve (B) harfleriyle gösterilmiş ve bu bölümler esas alınarak hava fotoğrafı incelemesi yapılmış, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmazın tamamı (A), (B) ve (C) harfleriyle işaretlenmiştir. Her iki raporda (A) ile gösterilen taşınmaz bölümü farklı olduğu halde, Mahkemece raporlar arasındaki bu çelişki giderilmediği gibi, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni ve davacı yararına taşınmaz üzerinde imar-ihya nedeniyle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış ve ayrıca imar-ihya ve zilyetlik olgusunun değerlendirmesi bakımından eksik ve yetersiz ziraat bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni ilgili yerlerden sorulmalı ve dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz sınırları kabaca işaretlettirilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile denetlenmeli, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, iktisap edilebilmesi için emek ve masraf yapılarak tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa’nın 14.maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.