Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/4423 E. 2018/7651 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4423
KARAR NO : 2018/7651
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
… sonucu Dallıtepe Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 1 parsel sayılı ve 715,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, adına tespit ve tescil edilen bu 119 taşınmazın yüzölçümünün 4500 metrekare olması gerekirken eksik tespit edildiğini ileri sürerek eksik kısmın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı … Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca tapu kaydındaki yüzölçümün düzeltilmesi davası olduğu değerlendirilerek, idari işlem basamakları tamamlanmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu ve husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesinde düzenlenen tapu kaydında yüzölçüm düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu ve davacı tarafından idari başvuru yolu süreci tamamlanmadığı gibi davalı … ve Köy Tüzel Kişiliğinin de davada taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı taraf, dava dilekçesinde … sırasında adına tespit ve tescil edilen 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik belirlendiğini ileri sürerek Köy Tüzel Kişiliğini hasım göstermek suretiyle adına tescil istemiyle dava açmıştır. Bilahare 31.10.2007 tarihli celsede dava konusu taşınmazdaki yüzölçüm eksikliğinin … çapı oluşturulan taşınmazdaki fenni hatadan ileri geldiğini öne sürmüş olmakla birlikte, 12.03.2008 tarihli celsede mahkemece, hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu belirtilerek dava tescil davası olarak nitelendirilip, yasal hasım konumundaki Hazinenin davaya dahil edilmesine karar verildiği gibi, 18.03.2009 tarihli celsede de davacı vekili müvekkiline ait taşınmazdaki eksikliğin taşınmaza komşu durumda bulunan tescil harici taşınmazlardan kaynaklandığını öne sürerek müvekkili adına tescil isteğinde bulunmuştur. Şu halde, davanın, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı … Kanunu’nun 14. Maddesine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davanın tescil davası olduğu göz önünde bulundurularak bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılıp iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.