Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/4219 E. 2019/325 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4219
KARAR NO : 2019/325
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Mahallesi çalışma alanında bulunan 111 ada 943 parsel sayılı 612,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz … adına tescil edilmiştir. Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak bu taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve 22.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 111 ada 942 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki olduğunu, bu parseli dava dışı …’e sattığını, 111 ada 943 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün 111 ada 942 parsele ait olduğunu belirterek bu bölüm hakkında tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış olup Mahkemece 22.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda 111 ada 941 parsel içerisinde kaldığı belirtilen (B) harfi ile gösterilen 22,68 metrekare, 111 ada 944 parsel içerisinde kaldığı belirtilen (D) harfi ile gösterilen 93,08 metrekare ve 111 ada 943 parsel içerisinde kaldığı belirtilen (C) harfi ile gösterilen 151,68 metrekare taşınmaz bölümlerinin toplamı olan ve (A) harfi ile gösterilen 267,44 metrekarelik bölümün tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacının 111 ada 941 ve 944 parsel sayılı taşınmazlar hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmadığı gibi, 942 parsel sayılı taşınmazı da dava dışı 3. şahsa satarak mülkiyetini devretmiş olduğundan, bu parselin bitişiğindeki bölüm hakkında dava açmakta aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın bu gerekçe ile usulden reddi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.