Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/3504 E. 2018/6460 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3504
KARAR NO : 2018/6460
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :… MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında … Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı … adına kayıtlı bulunan eski 747 parsel sayılı 26400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 107 ada 25 parsel numarasıyla ve 36.581,54 metrekare yüzölçümlü olarak, tapuda davalı … adına kayıtlı bulunan eski 748 parsel sayılı 60000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 107 ada 20 parsel numarasıyla ve 60.281,53 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 107 ada 25 parsel ile davalıya ait 107 ada 20 parsel sınırının yanlış belirlendiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 107 ada 20 ve 25 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece özetle; davacının iddia ettiği sınırın tesis kadastrosunda esas alınan sınır olmadığı, sınırın sonradan oluşturulduğu ve kadim olmadığı, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün uygulama kadastrosu sonucunda 10.181,53 metrekare arttığı, tesis kadastrosundan 3-5 yıl sonrasına ait hava fotoğraflarında iddia edilen sınırın görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkeme tarafından yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamından uygulama kadastrosunun teknik belgesine uygun olarak yapılmadığı görülmekte ise de, davacının asıl talebinin tesis kadastrosuna göre oluşan pafta esas alınarak değil, zeminde fiilen kullandığı yer esas alınarak, temyize konu ettiği bölümün kendi taşınmazına eklenmesi istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın uygulama kadastrosundan değil mülkiyet ihtilafından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Buna göre davaya bakma görevi de … Mahkemesine ait bulunmamaktadır. O halde, mahkemece mülkiyete ilişkin davayı görmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.