Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/3206 E. 2018/6107 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3206
KARAR NO : 2018/6107
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Çiftlik İlçesi .. Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 64, 152 ve 134 ada 7 parsel sayılı sırasıyla 10.927.54, 1.471,28 ve 113,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 108 ada 64, 152 ve 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 108 ada 64, 152 ve 134 ada 7 parsel sayılı taşınmazları satın aldığı iddiasına dayanarak kendi adına tescil talebinde bulunmuş, davalı taksim olgusuna dayanarak çekişmeli taşınmazın kendisine isabet ettiğini savunmuştur. Mahkemece; çekişmeli taşınmazların davacının dilekçesinde belirttiği satış senetleri kapsamında kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı dayanağı 01.03.1988 ve 19.03.1988 tarihli köy senetlerinin içeriğinde, satışa konu taşınmazların zilyetliğinin devredildiği belirtilmediği gibi, dava konusu taşınmazlarda davacının zilyetliğinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazlarda mülkiyetin nakli için hukuki işlem yanında, teslim olgusunun da gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda davacının dayandığı satış senetlerinin çekişmeli taşınmazlara ait olduğu belirlenmesine rağmen, zilyetliğin davacıya devredilmediği anlaşıldığına göre davacının taşınmazların maliki olduğunun kabulü mümkün değildir. Ancak davalı taraf çekişmeli taşınmazların müşterek muristen geldiğini kabul edip, taksimen kendisine intikal ettiğini savunduğuna göre, yöntemine uygun bir taksim yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekirken mahkemece taşınmazların taksim edilip edilmediği, edilmiş ise kime isabet ettikleri noktasında yeterli ve detaylı bir araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, tarafların müşterek murisleri olan Celal’den mi Nutiye’den mi geldiği, murislerin ölümünden sonra taksim edilip edilmediği, taksime konu olmuşsa taksimin tarihi, kimlerin katıldığı, katılmayan mirasçı var ise ne şekilde ikna edildiği, taksimle kime hangi taşınmazın düştüğü, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; taksim ve zilyetlik durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, taksimi ispat külfetinin taksime dayanan davalıya ait olduğu, davalının taksim savunmasının kanıtlanamaması halinde davanın sadece davacının payına yönelik olarak görüleceği göz önüne alınarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
22.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.