Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/3099 E. 2018/5871 K. 16.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3099
KARAR NO : 2018/5871
KARAR TARİHİ : 16.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR :

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, Erzurum İli, … mahallesi çalışma alanında bulunan ve kısmen kendilerine ait parsellere bitişik olan, kadastro sırasında yol olarak paftasında gösterilmekle yetinilen taşınmaz bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Hazine ve… Muhtarlığı’na karşı tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında 6360 sayılı Yasa gereğince tüzel kişiliği kaldırılan köy yerine, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve … davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişilerinin 20.10.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 231,03 metrekarelik taşınmaza ayrı bir parsel numarası verilerek davacılar adına eşit oranda (1/4’er oranında) tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, kendilerine ait 30, 31, 32 ve 33 sayılı parsellerin bir kısmının zuhulen yol olarak bırakıldığı iddiasıyla taşınmazların eksik ölçülen kısımların iptali ile tam olarak ölçülüp adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıların murisi İbrahim… i’ye ait olduğu, vefat ettikten sonra müştereken çocukları tarafından nizasız ve fasılasız olarak kullanılmaya başlandığı ve davacılara ait 30, 31, 32, 33 nolu parsellerin devamı şeklinde olduğu kabul edilerek çekişmeli taşınmazın davacılar adına müştereken tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dosya kapsamındaki tapu kayıtlarına göre, 32 ve 33 parsellerin davacılarla alakasının olmadığı anlaşılmaktadır. Ziraatçi bilirkişisi raporunda davaya konu taşınmaz bölümünün 30, 31, 32 ve 33 sayılı parsellerin devamı olduğu belirtilmişse de, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi bölümünün hangi parsel maliki tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı; hangi parsele taşınmazın hangi bölümünün eklenmesi gerektiği; kadim yol olup olmadığı; davacılar dışında taşınmazı kullananların olup olmadığı; 3402 sayılı Kanun’un 14.madde kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik şartlarının taşınmazın hangi bölümde kim yararına sağlandığı hususlarında yeterli araştırma yapılmamıştır. Eksik ve yetersiz incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca mahallinde yerel bilirkişi, tanıklar ve fen bilirkişisi ile 3 kişilik zirai bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadim yol olup olmadığı, davacılardan hangi parsel malikinin taşınmazın hangi kısmını, ne şekilde ve ne zamandan beri kullandığı, çekişmeli taşınmazın davacılar dışında başkaca şahıslarla ilgisinin bulunup bulunmadığı, 3402 sayılı Kanun’un 14.maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının taşınmazın hangi bölümünde, kimin yararına gerçekleştiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.