Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/2100 E. 2018/7632 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2100
KARAR NO : 2018/7632
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :… MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : … TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “4753 sayılı Yasa uyarınca bölgede yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında dava konusu 109 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 2456 belirtme parsel numarası ve Toprak Tevzi Komisyonunun 14.12.1966 gün 123 sayılı kararı ile mera olarak tahsis edildiği; daha sonra … komisyonunca 24.11.2006 tarihinde 3402 sayılı Kanun’un 16/B maddesine istinaden mera olarak sınırlandırıldığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin 1762 tahrir nolu vergi kaydının sınırlarını tam olarak bilemediklerinin anlaşıldığından bahsederek; Mahkemece, 1762 tahrir nolu vergi kaydının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin araştırılması ve yaşı itibariyle 1762 tahrir nolu vergi kaydının sınırlarını bilecek mahalli bilirkişiler ile yeniden keşif yapılması, taşınmazın kadim mera olup olmadığının araştırılması, taşınmazın kadim mera olduğunun tespit edilmesi halinde zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddine; taşınmazın kadim mera olmadığının tespit edilmesi halinde ise tahsis kararı ile zilyetliğin sona erdiği gözetilerek tahsis kararına kadar kazandırıcı zamanaşımıyla zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar …, …, …’nun davasının kabulüne, davacılar … ve …’ın davasının kısmen kabulüne; çekişmeli 109 ada 43 parsel nolu taşınmaz içerisinde kalan ve teknik bilirkişiler … ve … …’nun 21.08.2015 havale tarihli rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 1.544,22 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni parsel numarası verilmek suretiyle davacı …, (B) harfi ile gösterilen 2.426,09 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı …, (C) harfi ile gösterilen 1.385,33 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı …, (D) harfi ile gösterilen 1.141,71 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı …, (E) harfi ile gösterilen 3.678,66 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı …, (F) harfi ile gösterilen 2.313,73 metrekarelik kısmın … tespitinin iptaline, aynı ada ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, 109 ada 43 parsel nolu taşınmazdan kalan ve bilirkişi raporunda (K) harfi ile gösterilen 12.896,45 metrekarelik kısmın aynı ada ve aynı parsel numarası ile mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili ve dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 109 ada 43 parsel sayılı taşınmaz içerisinde teknik bilirkişiler … ve … …’nun 21.08.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (A), (B), (C), (F), (E) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri hakkında yapılan temyiz incelemesinde; dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 109 ada 43 parsel sayılı taşınmaz içerisinde teknik bilirkişiler … ve … …’nun 21.08.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (D) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Mahkemece; çekişmeli taşınmaz bölümü yönünden davacı … lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Yargıtay bozma ilamında, taşınmazın kadim mera olup olmadığı, kadim mera değilse davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı yönünden araştırma yapılması gerektiği hususuna değinilmiş, bozma sonrası yapılan araştırma ve inceleme ile taşınmazın kadim mera olmadığı doğru olarak tespit edilmiştir. Ne var ki, taşınmazın toprak tevzi komisyonu’nun 14.12.1966 tarih ve 123 sayılı kararı ile mera olarak tahsis edildiği tarihe kadar davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. ve 14. madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yapılan inceleme, araştırma ve değerlendirme; keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ile tespit bilirkişilerin beyanları, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetlik süresini belirleme bakımından soyut nitelikte ifadeler içermekte olması nedeniyle son derece yetersizdir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına oluşan usuli müktesep hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi ile aynı yönteme göre belirlenecek zilyetlik tanıkları ve fen bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulmalı ve taşınmazın toprak tevzi komisyonunca mera olarak haritaya bağlandığı tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.