Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/1918 E. 2018/7621 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1918
KARAR NO : 2018/7621
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :… MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : … TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
… sırasında … Merkez İlçesi, Yakınca Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 106 ada 84, 116 ada 49 ve 115 parsel sayılı sırasıyla 3.032.23, 20.472.18, 23.649,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar toprak tevzi komisyonunca oluşturulan tapu kayıtları nedeniyle davacı … adına tespit edilmiştir. Davacı …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 106 ada 84 ve 116 ada 115 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddi ile taşınmazların tespit gibi tescillerine, çekişmeli 116 ada 49 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kabulü ile … tespitinin iptaline ve davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 106 ada 84 parsel ve 116 ada 115 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 116 ada 49 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın toprak tevzi komisyonunca oluşturulan 1961 tarihli tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru 20 yıl …’ın zilyetliğinde bulunduğu, 1961 tarihinden sonra da bu şahsın bir süre zilyetliğini devam ettirdiği, ancak davacı taraf ile meydana gelen ve ölümle sonuçlanan kavga sonrasında 1975 yılında …’ın İstanbul’a göç ettiği, davacı taraf ile aralarında yaptıkları anlaşma neticesinde taşınmazı davacı tarafın ailesinin kullanmaya devam ettiği ve sonrasında taksimen davacıya kaldığı, davacı lehine eklemeli zilyetlikle iktisap koşulları gerçekleştiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişilerinin beyanlarından, taşınmazın 1961 yılından geriye doğru 20 yıl boyunca …’ın zilyetliğinde olduğu, 1961 yılından sonra da bu şahsın taşınmazı bir müddet daha zilyetliği altında bulundurduğu, ancak davacı taraf ile meydana gelen kavga sonrası davacı tarafın sülalesinden bir kişinin öldüğü, bir kişinin de yaralandığı, ortaya çıkan bu durum karşısında …’ın kendi güvenliğinden endişe duyarak köyü terk ettiği, taşınmazın bundan sonra davacı tarafından kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Kural olarak, davacı yararına eklemeli zilyetlik ile iktisap koşullarının oluşabilmesi için, zilyetliğin devrinin hukuki bir işleme (satış, bağış vb) dayanması gerekmektedir. Somut olayda, taşınmazın önceki zilyedi olan … ile davacı taraf arasında böyle bir hukuki işlemin gerçekleşmediği, …’ın yukarıda anlatılan olaylar sonrasında taşınmazı terk etmek zorunda kaldığı dosya kapsamı ile anlaşıldığına ve dava aşamasında da davacı tarafından zilyetliğin devrinin bir hukuki işlem (satış, bağış vb) neticesi gerçekleştiği ileri sürülmediğine göre, davacı yararına eklemeli zilyetlik şartlarının oluştuğundan söz edilemez. Açıklanan nedenlerle bu taşınmaz yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.