Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/17864 E. 2020/4582 K. 22.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17864
KARAR NO : 2020/4582
KARAR TARİHİ : 22.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,… Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 110 ada 2, 3, 12, 111 ada 2, 112 ada 35, 39, 107, 117 ada 5 ve 23 parsel sayılı 11.620.76, 1.535.60, 4.101.41, 1.458.41, 10.679.99, 14.392.21, 9.744.68, 3.312.97, 60.837,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 110 ada 2, 111 ada 2, 112 ada 35, 39, 117 ada 5 sayılı parseller, irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla …, …, …, … ve … adlarına; 110 ada 3, 12, 112 ada 107, 117 ada 23 sayılı parseller, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu kayıtlarının iptali ve tüm mirasçıların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında diğer mirasçılar … ve arkadaşları davaya dahil edilmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris …’ ın veraset ilamındaki hisseleri oranında davacı ve davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 110 ada 12 ve 112 ada 107 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, taşınmazların kök muristen intikal ettiği, davalının miras payı ile birlikte kök murisin veraset ilamındaki mirasçılarının da çekişmeli taşınmazlarda miras paylarının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de yeterli değildir. Davacı …, çekişmeli taşınmazların davalılar ile ortak murisleri …’dan intikal ettiği iddiasına dayanarak, tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmış ise de; dava, muris Yusuf’un mirasçısı olan taraflar arasında görülmekte olup, diğer mirasçılar tarafından usulünce açılmış bir dava bulunmadığına ve mirasçılar arasında pay devirlerinin her zaman mümkün olmasına göre; davanın, davacı …’in kendi miras payına ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Davacı, taşınmazların muristen intikal ettiğini ileri sürmüş, davalı ise bu iki taşınmazı satın aldığını, murisin terekesine ait taşınmaz olmadıklarını savunarak babası …’a taşınmazları satın alması için yolladığı paralara ilişkin belgeleri dosyaya ibraz etmiştir. Mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlarda, taşınmazların muris … Aydoğan tarafından satın alındığına ilişkin beyanlar bulunduğu gibi, davalının babasına verdiği para ile satın alındığına ilişkin beyan da bulunmaktadır. Ne var ki Mahkemece beyanlar arasındaki bu çelişki giderilmemiş, davalının babasına gönderdiğini iddia ettiği paraların, babası tarafından davalı adına taşınmaz satın alınmasına yönelik mi, yoksa babasına maddi yardım sağlamak amacıyla mı gönderildiği konusunda da araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, tarafların murisi tarafından satın alınıp alınmadığı, muris tarafından satın alınmış ise kendi adına mı yoksa davalı adına mı satın alındığı, (bu doğrultuda davalı tarafından dosyaya sunulan para gönderimine ilişkin belgeler de sorulmak suretiyle) maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki mevcut ve çıkabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
2- Dava konusu 110 ada 2, 3, 111 ada 2, 112 ada 35,39, 117 ada 5, 23 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı …, taksim sebebine dayalı olarak yapılan kadastro tespitlerinin doğru olmadığını, taşınmazların tümünün muris Yusuf’tan intikal ettiğini ve tüm mirasçıların payı olduğunu ileri sürerek tüm mirasçıların payları oranında adlarına tescili istemiyle davalı … aleyhine dava açmış ve yargılama sırasında muris …’ın diğer mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir. Ancak muris …’ın davacı dışındaki mirasçıları tarafından usulünce açılmış bir dava bulunmadığına, davacı tarafça açılan davaya katılmadıklarına ve mirasçılar arasında pay devirlerinin her zaman mümkün olmasına göre; davanın, davacı …’in kendi miras payına ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca diğer mirasçıların davaya dahil edilmeleri kendilerine taraf sıfatı kazandırmayacağından, taraf sıfatı olmayan kişilerce yapılan kabul beyanının da hukuki sonuç doğurmayacağı izahtan varestedir. Öte yandan, çekişmeli 110 ada 2, 111 ada 2, 112 ada 35, 39 ve 117 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarda davacı adına tespit ve tescil edilen payın 1/5 olduğu, dosyaya ibraz edilen muris Yusuf’un veraset ilamında ise davacının miras payının 1/5’ten daha az olduğu anlaşıldığına göre, davacının bu parseller yönünden miras payına yönelik dava açmada hukuki yararının da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, açıklanan nedenlerle, dava konusu 110 ada 2, 111 ada 2, 112 ada 35, 39 ve 117 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, davalı … adına tespit ve tescil edilen 110 ada 3 ve 117 ada 23 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, davanın davacının miras payıyla sınırlı olarak görülmesi ve dava açmayan mirasçıların paylarının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun şekilde dava açmayan kişiler lehine de tescil hükmü kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.