Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/17546 E. 2020/1869 K. 11.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17546
KARAR NO : 2020/1869
KARAR TARİHİ : 11.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 115 ada 20, 145 ada 2, 146 ada 14, 147 ada 30 parsel sayılı 469.38, 1.237.53, 1.389.38 ve 864,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu iptali ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların … adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 80 pay kabul edilerek 20 payın davacı …, bakiye 60 payın davalı … Dinç adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 312/2. maddesinde; “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmüne, Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde ise “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında somut olaya gelince; davacı, miras yoluyla gelen hakka dayanarak 4.000,00 TL dava değeri üzerinden tapu iptali ve tescil davası açmış olup, davalı, ilk duruşmadan evvel verdiği cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine, kabul beyanından sonra mahallinde keşif yapılmış ve keşif sonucu belirlenen 31.298,00 TL değer üzerinden eksik harç davacı vekili tarafından ikmal edilerek; davacı lehine 1.877,00 TL nisbi vekalet ücretine ve davalı aleyhine keşif giderlerine hükmedilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesinde kabulün yapıldığı anda kesin hükmün bütün sonuçlarını doğuracağı ifade edilmiştir. Bu duruma göre, davalı 01.02.2016 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiğinden bu tarih itibariyle kabulün kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı, davacının kabul tarihinden sonra eksik harcı ikmal etmesinin lehine bir hak kazandırmayacağı gözetilerek, davalının ilk duruşmadan evvel verdiği cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği ve davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet verdiğine dair bir durumun dosyaya yansımamış olmasına göre, kabul beyanından sonra belirlenen dava değeri üzerinden aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine aykırı olarak, davalı aleyhine fazla harca hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca; davalı …’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.