Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/16778 E. 2020/3322 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16778
KARAR NO : 2020/3322
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 2 parsel sayılı 5.509,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek, hali arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; … Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 39 parsel sayılı 1.757.057,47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı … ve arkadaşları, çekişmeli 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ile 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 27.05.2016 havale tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 11.822,89 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında tarla vasfıyla davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 116 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1985 tarihine ait hava fotoğrafı temin edilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu raporda, taşınmazların kültür arazisi niteliğinde olduğu belirtilmekle yetinilmiş, taşınmazların kullanım durumu hakkında değerlendirme yapılmamış olmasına rağmen, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin hava fotoğrafları getirtilip rapor alınmamış, yöntemince belgesiz araştırması yapılmamış, teknik bilirkişi raporunda çekişmeli 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kuzey ve doğu sınırlarında dere bulunduğu belirtildiği halde bu hususta jeolog bilirkişisinden rapor alınmamış, 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın davaya konu bölümünün kadim mera olup olmadığı, kadim mera değilse dava konusu diğer taşınmazla birlikte davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı hususları yöntemince araştırılmamış, taşınmazların niteliğini belirlemekten uzak tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporu ile tanık ve yerel bilirkişilerin soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazları gösteren, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, davacılar adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilip dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra taşınmazlar başında, taşınmazların bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın davaya konu bölümünün öncesinin kadim mera olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraat bilirkişi raporunu da irdeler, tarımsal niteliğini bildirir, taşınmazın diğer bölümleri ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, taşınmazın diğer bölümünden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu ve üzerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazların sınırlarını ve niteliklerini, taşınmazların öncesi imar-ihyaya konu yerlerden ise bu işlemlerin tamamlanıp tamamlanmadığını, tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazların üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden, 101 ada 39 parsel sayılı taşınmazın davaya konu bölümünün dere yatağı olup olmadığına ya da dereden kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin kadim mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.