Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/16245 E. 2020/4507 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16245
KARAR NO : 2020/4507
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacı tarafın tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi hükmüne göre kesinleşen kadastroya karşı dava açtığı, ne var ki yargılama sırasında tapu kaydına dayanmaktan vazgeçtiği, bu haliyle davacı tarafın somut olayda miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı, kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre kayıtların lehe olduğu kadar aleyhe de delil olabileceği belirtilerek, uyuşmazlığın çözümünde davacı tarafın tutunduğu dava dışı 119 ada 88 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kayıtlarının ve intikalleri ile ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinin dikkate alınması, bu kayıtlarda dava konusu taşınmaz yönünün ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterildiği üzerinde durulması ve ayrıca dava konusu taşınmaza güneyde komşu 55 parsel sayılı taşınmazın eylemli biçimde devlet ormanı olduğu, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırması ile ilgili yönetimsel işlemlerin yapıldığı, bu yönetimsel işlemlerin kadastro tesbit gününden önce kesinleştiğinin göz önünde tutulmasının zorunlu olduğu dikkate alınarak, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın tutunduğu 17.11.1986 tarih ve 17 sayılı tapu kaydının, ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte ve açıkta pay kalmayacak şekilde varsa haritasıyla ve özellikle ifraz haritalarıyla birlikte malik yada maliklerinin tümünü gösterecek biçimde getirtilmesi, bundan sonra taşınmaz başında yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılması, hernekadar davacı taraf tapu kaydına dayanmaktan vazgeçmiş isede az yukarıda vurgulandığı gibi kayıtların lehe olduğu kadar aleyhe de delil olabileceği düşünülerek sözü edilen tapu kayıtlarının revizyon gördüğü 119 ada 88 parsel sayılı taşınmazda göz önünde tutularak ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte yerine ayrı ayrı uygulanması, uygulamada kadastro paftasının ölçeği ve varsa ifraz haritalarının ölçekleri eşitlenerek haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılması, sözü edilen haritalar yok ise uygulamada tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yararlanılması, yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde taraflara bu konuda tanık dinletme olanağı sağlanması, davanın miktar fazlasına yönelik olduğu gözetilerek sözü edilen tapu kayıtlarında miktar fazlasından oluşan nizalı 119 ada 197 parsel sayılı taşınmazın ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterildiğinin belirlenmesi, dava konusu taşınmaza batıda komşu tüm taşınmazların tesbit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi, ayrıca davacıların dayandığı tapu kaydının oluşma nedeni dikkate alınarak dava ve temyize konu taşınmazın öncesinin kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye kalan taşınmazlardan olup olmadığı yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, tesbit tutanağı bilirkişileri ile hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunduğu takdirde tutanak bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişkilerin giderilmesi, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan Yargılama sırasında dava konusu taşınmazdaki zilyetlik hakkının satılması nedeniyle önce …, sonrasında ise … davaya devam etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 119 ada 197 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Somut olayda, uyulmasına karar verilen bozma ilamında; yargılama sırasında davacı taraf tapu kaydına dayanmaktan vazgeçmişse de, kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre kayıtların lehe olduğu kadar aleyhe de delil olabileceği belirtilerek, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının revizyon gördüğü 119 ada 88 parsel sayılı taşınmaz da göz önünde tutularak, 17.11.1986 tarih ve 17 sayılı tapu kaydının, ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası ve özellikle ifraz haritalarıyla birlikte getirtilmesi ve yöntemine uygun olarak taşınmaza uygulanması gereğine değinilmesine rağmen, 17.11.1986 tarih ve 17 sayılı tapu kaydının geldisi 27.11.1932 tarih ve 96 sıra numaralı kök tapu kaydının tedavüllerinden 09.5.1961 tarihli 30 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtları hükmen Hazine adına tescil edildiği halde ilgili dava dosyası ile ifraz haritaları getirtilmemiş ve tapu kaydı ile ifraz haritaları yöntemince uygulanmamıştır. Bu haliyle, çekişmeli taşınmaza komşu 88 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören ve aynı zamanda davacı tarafın tutunduğu 27.11.1932 tarih ve 96 sıra numaralı sicilden gelen tapu kaydından ifrazen oluşan ve Hazine adına hükmen tescil edilen tapu kayıtlarının kapsadığı alan belirlenmediğinden bu tapu kayıtların dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı denetlenememektedir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 09.05.1961 tarih ve 30 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanak Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.07.1959 tarih ve 159-196 Esas, Karar sayılı dosyasının akıbeti araştırılmalı ve bulunması halinde dosya içine getirtilmeli, yine 27.11.1932 tarih ve 96 sıra numaralı tapu kaydının tüm intikalleri ve tedavül gördüğü 09.05.1961 tarih ve 30 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtlarının ifraz haritaları getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıklarının tümü ve tespit bilirkişileri hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.07.1959 tarih ve 159-196 Esas, Karar sayılı hükmü uyarınca oluşan 09.05.1961 tarih ve 30 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtlarının ifraz haritası, tesis ve tedaviül tüm tapu kayıtlarının revizyon gördüğü taşınmazların tamamı dikkate alınmak suretiyle, teknik bilirkişi aracılığıyla zemine uygulanmalı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca kapsamları haritasına göre belirlenmeli, tapu kayıtları zemine uygulanamaz ise sınırlarına itibar edilmeli, bunun için de 27.11.1932 tarih ve 96 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; ifraz kayıtların kapsamının kök kayıt içinde aranması gerektiği göz önüne alınarak önce kök kaydın kapsamı belirlenmeli, aynı kökten gelen diğer ifraz kayıtlar birlikte değerlendirilerek çekişmeli 119 ada 197 parsel sayılı taşınmazın 09.05.1961 tarih ve 30 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmeli, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar teknik bilirkişisine haritasında tek tek işaretlettirilerek, teknik bilirkişiden tapu kayıtlarının ifraz haritası ile kadastro paftasını yöntemince çakıştırır, uygulanan tapu kayıtlarının haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı; çekişmeli 119 ada 197 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazinenin ifraz tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, öncesinin kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından ne zamandır ve ne sıfatla zilyet edildiği hususları yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı olarak sorularak ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.