YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15990
KARAR NO : 2020/4925
KARAR TARİHİ : 28.10.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, …. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1960 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 06.07.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.920.74 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı TMK’nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, öncesi boş (hali) olan taşınmazların 20 yılı aşkın süre ile ekonomik amaca uygun şekilde ve malik sıfatı ile kullanılması halinde zilyedince iktisabı mümkün olmakla beraber, evveliyatı taşlık, kayalık, çalılık gibi yerlerin imar ve ihya edilmeksizin iktisabı olanaksızdır. Bu nedenle de, tescili istenilen yerlerin önceki niteliğinin belirlenmesi zorunludur. Ne var ki; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu araştırılmadığı gibi, kadastro sırasında tespit harici bırakılma nedeni de Kadastro Müdürlüğünden sorularak belirlenmemiştir. Ayrıca, taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmemiş; taşınmaz bölümünün niteliğinin belirlenmesi amacıyla 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamış ve bu hususta hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldığı hususu Kadastro Müdürlüğü’nden sorularak belirlenmeli, taşınmaz bölümünün imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği … ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeler dosya arasına getirtilmeli; taşınmaz bölümü imar planı kapsamına alınmış ve imar planı dava tarihinden önce kesinleşmişse bu tarihten, imar planı kapsamında değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı evrelerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az 3 tanesi Harita Genel Müdürlüğü’nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celbedilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeoloji mühendisi, orman mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümünün evveliyatı itibariyle taşlık, kayalık, çalılık gibi imar-ihyaya imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine ya da taşınmaz bölümü dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında ise imar planının kesinleşme tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz bölümünün yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, imar-ihyaya konu olup olmadığını ve olmuş ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, kullanım durumunu kesin olarak belirleyen somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan rapor istenmeli; yine dava konusu edilen taşınmaz bölümünün farklı yön ve açılardan fotoğrafları çektirilerek, bu fotoğraflarda tescili istenen kısmın sınırları işaretlenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümün sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerindeki konumunun gösterilmesi istenilmeli; taşınmazın sınırında dere bulunması nedeniyle dere yatağı olup olmadığına dair jeolog bilirkişiden rapor alınmalı; orman bilirkişisine, taşınmaz orman ya da orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı hususlarında, memleket haritası ve hava fotoğrafı incelemesine dayalı olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmaz bölümünün önceki niteliğinin ne olduğu, dere yatağı vasfında olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, kısmen ya da tamamen derenin aktif etkisi altında bulunup bulunmadığı, taşınmazın niteliği itibarıyla taşlık ve kayalık vasfında olup olmadığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konusunda somut bulgulara ve bilimsel esaslara dayanan rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek, 3402 sayılı Kanun’un 17. Maddesi göz önüne alınarak taşınmaz bölümü dava tarihinden önce kesinleşen imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, değilse dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmek suretiyle sonucuna
göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.