Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/15745 E. 2019/3384 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15745
KARAR NO : 2019/3384
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

16. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL, MEN’İ MÜDAHALE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 07.05.2019 gün ve saatte temyiz eden … mirasçıları vekili Avukat …, … vd. vekili Avukat …, … vd. vekili Avukat …, Avukat …, … vd. vekili Avukat … ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat … ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Avukat … geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak; mahkemece dava konusu taşınmazın her üç davacı gruba eşit pay isabet edecek şekilde tesciline karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, zira dava konusu taşınmazın her üç davacı grup (… ve …; davacı … mirasçıları; davacılardan … mirasçıları) tarafından uzun yıllar önce zeminde fiilen taksim edildiği, uzun zamandır bu taksime göre kullanıldığı ve tarafların da taksim ile oluşan fiili sınırlara itirazlarının bulunmadığı anlaşıldığına; 03.05.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda da davacıların fiili zemin durumuna göre ihtilafsız olarak kullandıkları alanların yüzölçümleri belirtildiğine; davacı gruplarca ihtilafsız olarak kullanılan alanların yüzölçümlerinin birbirine eşit olmadığına ve imar mevzuatına göre de taşınmazın kullanım durumuna göre 3 parçaya ifraz edilmesinin mümkün olmadığı bildirildiğine göre, davacılar … ve … tarafından kullanılan alanın 94.768,79 metrekare, davacı … mirasçılarınca kullanılan alanın 57.362,35 metrekare, davacılardan … mirasçılarının kullandığı alanın ise 78.143,98 metrekare olduğu dikkate alınarak, davacıların kullandıkları bölümlerin yüzölçümlerine göre hisselendirme yapılması gereğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında, bu bozma ilamından önce … tarafından … ve … ile Hazine aleyhine, aynı taşınmazın bir bölümüne yönelik olarak 06.02.2006 tarihinde açılan tescil ve men’i müdahale istemli dava iş bu dava ile birleştirilmiştir. Ayrıca, yargılama devam ederken, çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmaz 31.10.2013 tarihinde 908, 909 ve 910 sayılı parsellere ifraz edilmiş ve ifrazen oluşan bu parsellerin malik haneleri boş bırakılmıştır. Bilahare 910 parsel sayılı taşınmazın 24.03.2014 tarihinde imar uygulamasına girmesi sonucunda arsa vasfında 106 ada 2 parsel sayılı 4.817,35 metrekare yüzölçümlü ve 107 ada 1 parsel sayılı 6.627,77 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar oluşmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı …’nın 3 nolu parselin ifrazı sonucu oluşan 910 nolu parsel hakkında açtığı davasının reddine, diğer davacıların davalarının kısmen kabulüne; çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan ve teknik bilirkişilerin 06.05.2016 havale tarihli 2. ek raporlarında belirttikleri ve bu rapora ekli 1 nolu krokide koordinatları gösterilen 908 parselin mavi renkli kalemle sınırları belirlenip raporda (C), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımlarının tamamı ile, 909 nolu parselin sarı renkli kalemle sınırları belirlenen ve raporda (B) ve (D) harfleri ile işaretlenen kısımlarının tamamının ve 910 nolu parselin imar uygulaması nedeniyle yeniden ifrazı sonucu oluşan bilirkişi raporunda sınırları turuncu renkli kalemle gösterilen ve raporda 106 ada 1 nolu parselin (K) harfi ile gösterilen 150,21 metrekarelik, 106 ada 2 nolu parselin (L) harfi ile gösterilen 4.630,11 metrekarelik, 107 ada 1 nolu parselin raporda (M) harfi ile gösterilen 4.341,53 metrekarelik kısımları ile 910 nolu taşınmaz arasında kalan 7.814,14 metrekarelik imar yolu kısmı olmak üzere söz konusu taşınmaz parçalarının fen bilirkişi raporunda belirtilen kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ve iptal edilen bu taşınmazların belirtilen kısımları dikkate alınarak taşınmazın iptal edilecek alanın toplamı 230.369,77 metrekare kabul edilerek ve davacıların fiili kullanımında olan taşınmaz miktarları dikkate alınarak iptal edilen bu taşınmazın 94.812,79/230.369,77 metrekarelik hissesinin … ile ölü … mirasçılarının Hatay Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/1798 Esas, 2007/1759 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında, 57.413/230.369,77 metrekarelik hissesinin ölü … mirasçıları adına Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1993/856-873 Esas, Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında; 78.143,98/230.369,77 hissesinin ölü … mirasçılarından ölü …’nun veraset ilamındaki hisseleri oranında ve ölü … mirasçılarından ölü …’in Hatay Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2000/371-370 Esas, Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında, belirtilen bu hisselendirme miktarlarına göre tapuya kayıt ve tescillerine; kısmen iptal kararı verilen ve fen bilirkişi raporları dışında kalan taşınmaz kısımlarının tapu malikleri üzerinde ayrı ayrı ipkasına karar verilmiş; hüküm, davacı-birleşen dosya davalıları … ve … mirasçıları vekili; birleşen dosya davacıları … mirasçıları vekili, davalı Hazine vekili, davalı … Üniversitesi Rektörlüğü vekili ile dahili davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan Kadastro Müdürlüğünün 10.05.2004 tarih ve 746 sayılı yazı cevabında, davaya konu olup hakkında hüküm kurulan çekişmeli taşınmazların, kamulaştırma ve imar nedenleriyle ifraz işlemlerinden önce Fransızlar tarafından yapılan kadastro çalışmalarında 3 parsel numarasıyla sınırlandırıldığı, ancak bu yere ilişkin olarak düzenlenen kadastro tutanağının bulunamadığı bildirilmiştir. Kadastro Mahkemesince 1997/23 Esas, 2005/2 Karar sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen 24.03.2005 tarihli hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nce verilen 13.09.2005 tarih ve 2005/2055-2592 Esas, Karar sayılı bozma ilamında özetle “dava ve temyize konu 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında 5602, 509 sayılı ve 766 ve 2613 sayılı Yasalara ve 766 sayılı Yasa ile 2613 sayılı Yasa’yı yürürlükten kaldıran 3402 sayılı Kanun’un 7. ve bunu izleyen maddeleri hükmü uyarınca yöntemine göre kadastro tutanağı düzenlenmediği, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davaların Kadastro Mahkemesinde görülmesinin olanaksız olduğu ve görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu” belirtilerek hüküm bozulmuş, Kadastro Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak dava dosyasının görevsizlik kararı ile gönderilmesi üzerine yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmiş ve yargılama neticesinde Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.01.2007 tarih ve 2006/186 Esas, 2007/15 Karar sayılı hükmün temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2007 tarih ve 2007/4396 Esas, 2007/6584 Karar sayılı ilamıyla da davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu kabul edilmiş olup, bu durum karşısında davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir.
Hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa uyarınca Hatay ilinde sınırları ilin mülki sınırları olacak şekilde Büyükşehir Belediyesi kurulmuş ve ilin mülki sınırları içerisinde bulunan belde ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bağlı bulundukları ilçelerin mahallesi olarak yapılandırılmış olup, bu yasal düzenlemeyle çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyü’nün bağlı bulunduğu Antakya İlçe Belediye Başkanlığı ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı tescil davalarında ilgili kamu tüzel kişilikleri konumuna gelmişlerdir. Ne var ki mahkemece, ilgili kamu tüzel kişileri olarak davada yer almaları gereken Antakya İlçe Belediye Başkanlığı ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeksizin yargılama sonuçlandırılarak taraf teşkili eksik bırakılmıştır. Taraf teşkilinin sağlanması, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekir. Yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi hukuken mümkün değildir. (HMK 115/1).
Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafa Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı ve Antakya İlçe Belediye Başkanlığı’nı davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı ve bildirmeleri halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yöntemince taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden birleşen dosya davacıları … mirasçıları ve birleşen dosya davalıları … ve … mirasçılarına ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.