Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/15305 E. 2019/6405 K. 15.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15305
KARAR NO : 2019/6405
KARAR TARİHİ : 15.10.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 15.10.2019 gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat … geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, … İlçesi … Mahallesi çalışma alanında bulunan 6809 ada 5 ve 6 parsel sayılı 90 ve 32 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 5 parsel için 6 parseldeki binanın bir kısmının parsele tecavüzlü olduğu, 6 parsel için ise üzerindeki binanın 4, 5 ve 7 parsellere tecavüzlü olduğu, ayrıca (A) harfli binanın … ‘a, (B) harfli binanın … ‘a ait olduğundan bahsedilmişse de taşınmaz üzerinde (A) ve (B) harfli binaların olmadığı, tek katlı bina mevcut olup bunun da kime ait olduğunun bilinemediği şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … İnşaat Turizm ve Petrol Tic. Ltd. Şti., taşınmazın kendi kullanımında olduğunu öne sürerek adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının çekişmeli taşınmazları satın aldığı yolundaki iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Dava, 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılan taşınmazda fiili kullanıcının kim olduğunun belirlenmesine ilişkin olup, 3402 sayılı Yasa’nın Ek-4. maddesi ile 6831 sayılı Yasa’nın 20.06.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun’un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Davacı, öncesi 3 parsel olan çekişmeli taşınmazların, ilk sahibi …’dan …’ye, …’den de kendilerine satış yolu ile geçtiğini öne sürerek adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Dosya içinde bulunan ve Kağıthane Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 23.07.2004 tarihli zemin tespit raporunda, temyize konu dosyada alınan ek rapordan çekişmeli taşınmazların adresi olduğu bildirilen … Sokak No: … ‘de bulunan taşınmazın, …’a ait mesken olduğu belirtilmekle beraber, yine tespitten önce ödendiği anlaşılan emlak vergi beyanlarına ve mahallinde yapılan keşifte alınan tanık beyanlarına göre de, taşınmazın öncesinde …’a ait olduğu sabittir. Dosya içinde bulunan 11.09.2009 tarihli noter senedi ile …, ek raporla dava konusu taşınmaz olduğu açıkça anlaşılan … Sokak … numarada bulunan yine ek raporla dava konusu taşınmazların öncesi olduğu anlaşılan tapunun 6809 ada 3 parselde kayıtlı gecekondu niteliğindeki taşınmazını, senette gösterilen bedelle …’ye, 24.12.2010 tarihli noter senedinde ise …, öncesi 3 parsel olup 6809 ada …,… ve 7 parsellere ayrılan taşınmazları, teslim şartı da içeren bedeli senette yazılı sözleşme ile davacı şirkete satmayı taahhüt etmiştir. O halde, bahsi geçen zemin tespit raporu, emlak vergi beyanları, tanık beyanları ve noter senetleri ile öncesi … olan taşınmazların zilyetliğinin usulüne uygun silsile ile davacı yana geçtiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; mülkiyete değil kullanım kadastrosuna yönelik olan eldeki davada maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek vekalet ücretinin nispi belirlenmesi de isabetsiz olup, davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.