Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/14805 E. 2020/3306 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14805
KARAR NO : 2020/3306
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı …, … İli … İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan ve 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilip tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, adına tapuda kayıtlı bulunan 491 ada 10 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasına ve irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 10.06.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 514,40 metrekarelik taşınmaz bölümünün bahçe vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak 4721 sayılı TMK’nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. 4721 sayılı TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda dava, Hazine aleyhine açılmış olup, yargılama sırasında yasal hasım konumundaki … Köyü Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmiştir. Ne var ki; çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırında … Karayolu bulunması nedeniyle yasal hasım konumunda olan Karayolları Genel Müdürlüğünün de davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, işin esası yönünden yapılan araştırma ve inceleme de yetersizdir. Bir taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini ve şeklini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olup olmadığı ve zilyetlikle kazanılan yerlerden olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmadığı gibi, bu hususun değerlendirilmediği yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan tek kişilik ziraatçi bilirkişi raporu ile yerel bilirkişilerin soyut beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Karayolları Genel Müdürlüğü’ne de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirildiği takdirde delilleri toplanmalı, tarihleri açıkça yazılmak suretiyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından ve dava konusu taşınmaz bölümünü gösteren yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, taşınmaz bölümü başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümünün hava ve uydu fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı, dava konusu taşınmaz bölümünün kadastro paftasının ölçekleri ile kamulaştırma haritası ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kapsam tayini yapılmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.