Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/14665 E. 2019/9225 K. 30.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14665
KARAR NO : 2019/9225
KARAR TARİHİ : 30.12.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
…Köyü çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi kapsamında yapılan kadastro sırasında, 107 ada 33 parsel sayılı 1.195,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Hazineye ait yerlerden olduğu belirtilerek tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 27.10.2015 tarih 2015/11530-12560 Esas ve Karar sayılı kararı ile “…kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının usulsüzlüğüne…” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Halil Doğan mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, Menderes İlçesi Küner Köyü’nde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu 107 ada 33 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespitinin yapıldığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazda 50 yılı geçen zilyetliğinin bulunduğunu, taşınmaza bina inşa ettiğini, ayrıca taşınmazda müvekkili tarafından yetiştirilen muhtelif yaşlarda çeşitli ağaçların bulunduğunu belirterek, kadastro tespitinin iptali ile çekişmeli 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi hükmü kapsamında işlem gördüğünü, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu, kadastro tutanağında yazılan muhdesatların ve belirtilen zilyedin terkin edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacı … ve müşterekleri yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın öncesinde tespit harici bırakılan alanlardan olduğu anlaşılmasına rağmen, tespit harici bırakılma nedeni ve tarihi ile ilgili bilgi ve belge dosya içerisinde bulunmamaktadır. Ayrıca mahkemece yapılan keşifte bilgisine başvurulan bilirkişi ve tanıkların sözleri soyut nitelikte olduğu gibi, taşınmazın niteliği ile ilgili alınan zirai bilirkişi raporu da teknik ve bilimsel verilerden uzak ve soyut olarak hazırlanmış ve tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yaptırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni ve tarihin ilgili kurumdan sorularak alınacak cevabi yazı dosya içerisinde konulmalı ve komşu parsel tutanakları ile taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesinde tespit harici bırakıldığı göz önünde bulundurularak imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar ve ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, imar ve ihyaya konu edilmiş ise imar ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, mümkün olduğu takdirde taşınmazda imar ve ihya tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığını belirtir şekilde rapor alınmalı, böylece tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin olarak tüm deliller değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtildiği şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.