Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/14616 E. 2019/9219 K. 30.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14616
KARAR NO : 2019/9219
KARAR TARİHİ : 30.12.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU: TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, …. Mahallesi çalışma alanında bulunan ve davacı Hazinenin tapuda 2/32 pay sahibi olduğu eski 896 parsel sayılı 1.560,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 242 ada 174 parsel numarasıyla ve 1.422,39 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 242 ada 171, 172, 173, 175 ve 178 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 242 ada 173 ve 175 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitinin iptali ile 27.06.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 07.00 metrekarelik kısım ile (B) harfi ile gösterilen 8.26 metrekarelik kısmın dava konusu 242 ada 174 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak davacının, çekişmeli eski 896 (yeni 242 ada 174) parsel sayılı taşınmazda tam paylı malik olmadığı, diğer bir anlatımla taşınmazda Hazine dışında başkaca paydaşlar da bulunmasına rağmen, diğer paydaşların davada taraf olmadıkları anlaşılmakta olup, davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesinde verilecek hükümle diğer paydaşların da hukuku etkileneceğinden onlarında davada yer almaları gerekmektedir. Bu nedenle davada aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez. Oysaki bir davada aktif dava ehliyetinin varlığı dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacıya, eski 896 (yeni 242 ada 174) parsel sayılı taşınmazın kendisi dışındaki diğer paydaşlarının yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli ve bu şekilde taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.