Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/13825 E. 2019/8933 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13825
KARAR NO : 2019/8933
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, …Köyü çalışma alanında bulunan 273 ada 46 parsel sayılı 853.07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, malikinin kim olduğunun bilinemediği belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tamamının tarım arazilerine göre fazla eğime sahip olduğu, davacı tarafından evvelinde taşınmaz üzerinde zilyetlik sürdürülse dahi, keşif sırasındaki beyanlara göre uzun yıllar önce zilyetliğin terkedildiği gerekçe gösterilerek davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı satın alma ve zilyetlik iddiasıyla dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler ise, çekişmeli taşınmazın önceki maliklerinden, davacıya satım suretiyle intikal ettiğini belirtmişlerdir. Şu halde eldeki dava, kadastro çalışması sonucunda tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerinde kadastro tespitinin yapıldığı tarih itibarı ile davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ile çözüme kavuşturulacak nitelikteki tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu bakımdan hukuki durumun keşif tarihine göre değil, tespit tarihine göre belirlenmesi gerekli olup uyuşmazlığın çözümü için, taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zamandır sürdürüldüğü, zilyetliğin terk iradesini yansıtacak biçimde kesintiye uğrayıp uğramadığı önem arz etmektedir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğuna göre, çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları getirtilerek üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken, mahkemece hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Diğer yandan hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporu ise soyut ve yetersiz olup, rapora eklenen fotoğraflar incelemeye elverişsiz olduğu gibi, taşınmazın toprak yapısı uyuşmazlığın çözümüne esas teşkil edecek biçimde incelenmemiş, keşif sırasında beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişilerden ise, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi, sürdürülüş şekli ile zilyetliğe ara verilmiş ise; bunun sebebi sorulup saptanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazı gösteren, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, zilyetlik var ise terk edilip edilmediği, şayet zilyetlik terk edilmiş ise; terkin süresi ve sebepleri hususlarında mahalli bilirkişiler ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, özellikle davacının tutunduğu, satın almaya ilişkin 2001 tarihli senedin tanzimi ile birlikte zilyetliğin davacıya devir ve teslim edilip edilmediği belirlenerek; zilyetlik devredilmiş ise tespitin yapıldığı 2008 yılına dek davacının zilyetliğinin devam edip etmediği, bu sırada kullanılmamış ise, davacının zilyetliğini terk iradesi bulunup bulunmadığı sorulup saptanmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, önceki raporu da irdeler şekilde, çekişmeli taşınmazın niteliği, toprak yapısı, zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarını ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğrafları dosya arasına konulmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak sureti ile, çekişmeli taşınmazın niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu keşif tarihi itibarı ile taşınmazın uzun süredir kullanılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.