YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13680
KARAR NO : 2020/4761
KARAR TARİHİ : 27.10.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, …. Mahallesi çalışma alanında bulunan 561 ada 32, 563 ada 3 (ada değişimi ile 761 ada 3), 590 ada 4, 5, 15, 39 ve 585 ada 22 parsel sayılı sırasıyla 13810, 28775, 56192, 37757, 76295, 57695, 12330 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, vergi kaydı ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak … ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … ve arkadaşları, tapu kaydı, harici satın alma, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, kayıt maliki olmayan davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 590 ada 3, 4, 5, 15, 39 ve 561 ada 32 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapusunun iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş, hükmün davalı … …. tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkemece, ek kararla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş; iş bu ek karar davalı … ….vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli kararın davalı … adına 18.02.1999 tarihinde aynı çatı altında oturan kardeşi …’e tebliğ edildiği ve davalı tarafından 15.10.2015 tarihinde temyiz başvurusunda bulunulduğu, temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle, temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, Müşkan …. vekili tarafından tebligatın usulsüz olarak yapıldığından bahisle temyiz isteminde bulunulması üzerine yapılan incelemede; davalı … adına gerekçeli karar tebliğinin “…. Mahallesi, …” adresinde aynı konutta oturan kardeşi …’e yapıldığı, ancak davalının temyiz dilekçesine ekli 24.07.2014 tarihli belgede davalının adresinin….olduğunun belirtildiği, ayrıca yargılama sırasında davalı … adına çıkartılan tebligatların da yine…. adresinde yapıldığı, dolayısıyla davalının yerleşim yerinin …. değil İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davalıya yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Yasası hükümlerine uygun olduğundan söz edilemeyeceğine göre, mahkemenin 26.10.2015 tarihli “temyiz talebinin reddine” ilişkin ek kararının, usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle BOZULARAK ortadan kaldırılmasına;
Davalı … … vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacılar, çekişmeli taşınmazların murisleri …ve …’dan intikal ettiğini, bu yerleri tespite esas tapu malikleri ….’den satın almak suretiyle zilyet olduklarını, murislerinin ölümüyle de kendilerinin zilyetliği sürdüklerini belirterek dava açmışlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacıların murisi …’a ait olduğu, 50-60 yıldır … ve mirasçılarının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca, Mahkemece kurulan hükmün anlaşılır, denetlenebilir ve infazı mümkün olması gerekir. Davacıların bir kısmı murisleri ….’den, bir kısmı ise murisleri ….’dan gelen hakka dayanarak dava açmış olup, Mahkemece, lehlerine tescil hükmü kurulan davacıların adları ve payları hükümde açıkça gösterilmemiştir.
Hal böyle olunca, ortada infazı kabil ve denetlenebilir bir kararın varlığından söz edilemeyeceğinden, davalı … Hoso (Tekdemir) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.