Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/13480 E. 2020/6627 K. 30.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13480
KARAR NO : 2020/6627
KARAR TARİHİ : 30.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucunda, …,… Köyü çalışma alanında bulunan 394, 395 ve 396 parsel sayılı 43.300, 17.300 ve 58.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine bağlı olarak, sırasıyla …,… adlarına tespit ve tescil edildikten sonra, 394 sayılı parsel intikal nedeni ile dava dışı … ve müşterekleri adına, 395 ve 396 sayılı parseller ise kayda dayalı satın alma nedeniyle … adına tescil edilmiştir. Aynı çalışma alanında bulunan 457 parsel sayılı 79.550 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile … adına tespit ve tescil edildikten sonra, 825 ve 826 sayılı parsellere ifraz edilerek 825 sayılı parsel satış yolu ile davacı-davalı … adına, 826 sayılı parsel ise yine satış yoluyla … ve müşterekleri adına kaydedilmiştir. Taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde tersimat hatası bulunduğu, ayrıca 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesinde 394, 395 ve 396 parsellerle binmeli olduğu şerhi yazılmıştır. Davacı …, 825 ve 826 parsel maliklerini hasım göstermek suretiyle, 395 ve 396 sayılı parsellerin babası …’den intikal ettiğini belirterek, bu parseller ile 825 ve 826 parseller arasında bulunan tersimat hatasının 395 ve 396 parsellerin yüzölçümü miktarı sabit kalmak üzere düzeltilmesi istemiyle; davacı … ise, 826 parsel maliklerini hasım göstererek, 15.000 metrekare miktarındaki 825 parselin 826 parselle olan tersimat hatasının düzeltilmesi ve 826 parselin yüzölçümünün belirlenmesi istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesine göre idareye başvurulup Yasa’da belirtilen işlemler yapılmaksızın mahkemeye dava açma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin önceki hüküm, Dairemizin 19.9.2013 tarih ve 2013/5983 Esas, 8530 Karar sayılı kararı ile; “daha önce kadastro müdürlüğüne başvuru yapılarak hatanın 41. madde kapsamında düzeltilemeyeceğine ilişkin cevap verildiğinden, sınırlandırmaya ilişkin olduğu dosyada toplanan delillerle belirlenen ve mahkemenin de kabulünde olan uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığına göre, mahkemece uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda birleşen dosya davacısı …’un açtığı davada, Kadastro Teknikeri … ve Harita Mühendisi bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 22.06.2012 tarihli rapor ve eki krokide belirtildiği şekilde …,…
Mahallesi 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan tersimatın her iki pafta ile çakıştırılması sonucu 18 nolu paftada (kırmızı renk ile çevrili) herhangi bir tersimat hatası olmadığı, ancak 19 nolu paftada mavi renk ile çevrili tersimat hatası yapıldığı, yapılan tersimat hatası sonucunda 394-395 ve 396 nolu parsellerle mükerrerliğe sebebiyet verildiği (Turuncu renk ile taranmış), ayrıca yine 19 nolu paftada 789 nolu kırık noktasının, 45 nolu ölçü krokisinde görüldüğü üzere 787 nolu (563) nokta ile birleştirilmesi gerekirken ile hatalı olarak 786 nolu kırık noktası ile birleştirildiğinin tespit edildiği, 457 nolu parselin tersimatlarında ve birleştirilmesinde yapılan tüm hatalar giderildikten sonra yüzölçümünün (A=61.930,21) metrekare olarak (sarı renk ile taranmış) hesap edildiği, 457 nolu parselde yapılan ifraz neticesinde oluşan 825 ve 826 nolu parsellerde de yukarıda bahsedilen tersimatlarında ve birleştirilmesinde yapılan hatalar sebebi ile sınırlarının hatalı olduğunun ve mükerrer alan oluştuğunun (Turuncu renk ile taranmış) tespit edildiği belirtildiğinden 457 parselin tersimatlarında ve birleştirilmesinde yapılan tüm hatalar giderildikten sonra arazinin kullanım durumu ve ifraz yüzölçümü dikkate alınarak yeniden yapılan ayırma işlemine ait alanlar sarı renk ile gösterilmiş olup (B=46.930,21) metrekare ve (C=15.000) metrekare olduğu şekilde parsellerin yüzölçümünün belirlenmesine ve tersimat hatalarının bu şekilde düzeltilmesine, belirtilen bilirkişi raporları ve eki krokinin karar eki sayılmasına; davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan davada, fen bilirkişisi …, Harita mühendisi bilirkişi … ve harita mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 19.09.2011 tarihli rapor ve eki krokide belirtildiği şekilde …,… Mahallesi 457 nolu parselin paftasının bu şekilde tersimatının yapılarak …,…
Mahallesi 394, 395 ve 396 nolu parsellerin paftasından farklı bir paftaya çizildiği, 457 parselin bulunduğu 19 nolu pafta ile 394, 395 ve 396 parsellerin bulunduğu 18 numaralı pafta irtibatlandırıldığında dosyada mevcut Çankaya Kadastro Müdürlüğü tarafından verilen teknik raporda belirtilen 21.711,42 metrekarelik mükerrer alanın oluştuğu, …,….,… nolu parseller ile 457 nolu parseller arasındaki sınırın 19 numaralı paftaya uymadığı, 7 84 nolu noktanın hatalı olarak ölçüldüğü, 395 parsel sayılı taşınmazın düzeltmeden sonraki yüzölçümünün 17.395,29 metrekare, 396 parsel sayılı taşınmazın düzeltmeden sonraki yüzölçümünün 50.968,01 metrekare olarak belirtildiği, parselin tapulama çalışmaları esnasında yanlış ölçülmesinden kaynaklandığı kanaatı ile 396 nolu parselin güney komşusu olan 397, 398 ve 399 parsellerde de benzer hatanın bulunduğunun görüldüğü ve 396 ve 495 nolu parsellerin alanı hesaplandığında 50.968,01 metrekare olarak tespit edildiği anlaşılmakla; bu parsellere ilişkin yüzölçüm miktarlarının bu şekilde düzeltilmesine ve tersimat hatalarının giderilmesine, belirtilen bilirkişi raporları ve eki krokinin karar eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı … vekili, davalı … ve Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz, davalılar … ve müşterekleri vekili tarafından ise katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dosya arasında yer alan 19.09.2011 ve 22.06.2012 tarihli teknik bilirkişilerin raporları dikkate alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı …, 457 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazların maliklerine husumet yönelterek, bu parseller ile murisi adına tapuda kayıtlı bulunan 395 ve 396 parseller arasındaki tersimat hatasının düzeltilmesi istemiyle; birleşen dosya davacısı ve 825 parsel maliki … ise, 826 parsel sayılı taşınmaz maliklerine husumet yönelterek 825 ve 826 parseller arasındaki tersimat hatasının düzeltilmesi istemiyle dava açtığına göre; uyuşmazlığın davaya konu edilen parseller ile sınırlı olarak görülüp sonuçlandırılması gerekir. Dosya arasında bulunan çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının ve paftalarının incelenmesinde, 395 ve 396 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 23.06.1951 tarihinde; 457 parsel (825 ve 826 parsellerin geldisi) sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise 30.06.1951 tarihinde yapıldığı ve taşınmazların kadastro tespitlerinin 11.01.1952 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildikleri anlaşılmakta olup birbirine komşu ve bitişik olan bu parsellerden 395 ve 396 parsellerin 18 nolu paftaya; 457 parselin ise 19 nolu paftaya tersim edildiği ve dosya kapsamından 19 nolu paftanın hatalı tersim edilmesi sonucunda 18 nolu pafta ile binmeli hale gelerek parseller arasındaki tersimat hatasının oluştuğu ve yine 457 parsel sayılı taşınmazda 1955 tarihinde yapılan ifraz işleminin de hatalı 19 nolu paftaya göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, 18 nolu paftanın doğru olduğu; 19 nolu paftanın ise hatalı tersim edildiği anlaşıldığından olup tersimat hatalarının 18 nolu pafta esas alınmak suretiyle giderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan incelemede, Mahkemece birleşen dosyada davaya konu 825 ve 826 parseller bakımından hükme esas alınan 22.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda, bu taşınmazların ifrazdan önceki tesis kadastro parseli olan 457 nolu taşınmazın sınırlarının rapora ekli krokide sarı renk ile gösterilen yer olduğu tespit edilerek 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazların sınırları belirlenmiş ise de, rapora ekli krokinin incelenmesinde, sarıya taralı alanın bir bölümünün haklarında dava açılmayan ya da maliklerine husumet yöneltilmeyen dava dışı 393 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer aldığı anlaşılmakta olup, 393 parsel hakkında yüzölçümünde eksilmeye neden olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Yine; davacı … tarafından, 457 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazların maliklerine husumet yöneltilerek dava açılmış olup, Mahkemece bu dava bakımından hükme esas alınan 19.09.2011 tarihli teknik bilirkişi kurulu raporunun incelenmesinde, 396 parsel sayılı taşınmazın, batısında bulunan yoldan sonra gelen ve dava konusu olmayan 455 parsel sayılı taşınmaza binmeli durumda ve bu kadastral yolun eski tarihli hava fotoğraflarındada görülüp değişmez sınır olduğu belirtilerek, 396 nolu parselin 50968,01 metrekare olması gerektiği belirtildiği anlaşılmakta olup, mahkemece bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, 455 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından 396 parsel hakkında açılan bir dava olmadığı dikkate alınmaksızın, dava açanlar aleyhine olacak şekilde hüküm tesis edilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar başında teknik bilirkişi kurulu eşliğinde yeniden keşif yapılarak, 395 ve 396 parsel sayılı taşınmaz malikinin mirasçısı tarafından, 457 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 825 ve 826 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın 18 nolu kadastro paftası esas alınmak suretiyle, yalnızca davaya konu parseller hakkında değerlendirilme yapılarak tersimat hatası bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve mevcut ise tersimat hatasının bu şekilde giderilmesi; yine birleşen dosya davacısı …’un davasının da 825 ve 826 parseller arasındaki tersimat hatasının giderilmesine ilişkin olduğu dikkate alınarak, yalnızca bu parseller arasındaki tersimat hatasını giderecek şekilde rapor düzenlenmesinin istenmesi ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken, talep sonuçlarını aşacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.