Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/12677 E. 2017/3681 K. 25.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12677
KARAR NO : 2017/3681
KARAR TARİHİ : 25.05.2017

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda … adına kayıtlı bulunan eski 1384 parsel sayılı ….983,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 94 parsel numarasıyla ve ….368,… metrekare yüzölçümlü olarak; eski 1374 parsel sayılı ….769,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 91 parsel numarasıyla ve ….230,02 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 199 parsel sayılı 8350 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 89 parsel numarasıyla ve ….358,… metrekare yüzölçümlü olarak; …. …, … adına tapuda kayıtlı bulunan eski 198 parsel sayılı 18000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 88 parsel numarasıyla ve ….004,27 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı …, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 109 ada 94 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin 109 ada 88, 89 ve 91 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları belgelendirilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda hükme esas alınan fen bilirkişisi raporunda çekişme konusu taşınmazlar arasındaki sınırların değişmediği, bu sınırların yenileme çalışması ile aynı olduğu görüldüğünden uygulamanın doğru yapıldığı belirtilmiş ise de; tesis kadastrosuna ilişkin pafta haritası, ölçü krokisi, ölçü cetveli ve diğer teknik belgeler getirtilmemiş, davacı Hazineye ait eski 1384 parsel (yeni 109 ada 94 parsel) sayılı taşınmaz ile eski 1374 parsel (yeni 109 ada 91 parsel) sayılı orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalan taşınmazlar olduğu halde bu çalışmaya ilişkin pafta, tutanak ve dava dosyaları dosya içerisine alınmamış, çekişme konusu eski 199 parsel (yeni 109 ada 89 parsel) sayılı taşınmaz hükmen orman vasfıyla … adına tescil edilmesine rağmen ilgili dava dosyası ile çekişme konusu eski 198 parsel (yeni 109 ada 88 parsel) sayılı taşınmaz ise şahıslar ile Orman İdaresi arasında görülen davada hükmen şahıslar adına tescil edildiği halde ilgili dava dosyası da getirtilmemiş, çekişme konusu eski 199 parsel (yeni 109 ada 89 parsel) sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucunda davacı …’ye ait eski 1384 parsel (yeni 109 ada 94 parsel) sayılı taşınmaz ile bağlantısı kesildiği halde fen bilirkişi raporunda taşınmazlar arasında bağlantının kesilmesinin neden kaynaklandığı ve tersimat hatası bulunup bulunmadığı açıklanmamış, bu şekilde oluşturulan raporda uygulama kadastrosu sınırları ile taşınmazların önceki sınırları örtüşmediği halde nedenleri gerekçeli şekilde ortaya konulmaksızın uygulama tespitinin usulüne uygun olduğu belirtilmiştir. Yetersiz ve soyut nitelikteki bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle yukarıda açıklandığı şekilde tesis ve uygulama kadastrolarına esas alınan teknik belgeler ile kadastro pafta haritasında değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, getirilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ….05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.