Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/12630 E. 2019/3521 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12630
KARAR NO : 2019/3521
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Of İlçesi … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 233 ada 6, 7, 8, 9, 247 ada 19, 20, 21, 22, 23, 25, 26 parsel sayılı sırasıyla 906.30, 1,099.48, 259.54, 1.014.98, 662.78, 638.19, 1.315.19, 689.17, 953.88, 185.51, 260.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 233 ada 6 ve 247 ada 21 parseller …, 233 ada 7 ve 247 ada 19 parseller …, 233 ada 8 parsel …, 233 ada 9 ve 247 ada 25 parseller …, 247 ada 20 parsel …, 247 ada 22 parsel …, 247 ada 23 parsel …, 247 ada 26 parsel … adına tespit edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka, tapu kaydına, harici taksime ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, temyize konu 233 ada 6, 7, 8, 9, 247 ada 19, 20, 21, 22, 23, 25, 26 parsel sayılı taşınmazların tespitinin iptali ile 233 ada 6, 7, 8, 9, 247 ada 19, 20, 21, 22, 23, 25 parsel sayılı taşınmazların 15/320’şer payının, 247 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 60/1280’er payının davacılar …, …, …, … adlarına, 247 ada 26 parselde kalan payın miras payları oranında tespit malikinin mirasçıları adına, diğer taşınmazlarda kalan payların ise tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekili, davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … mirasçıları … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı …, babası …’ın hissedarı olduğu Şubat 1929 tarih, 39 sıra numaralı tapu kapsamındaki taşınmazların, diğer hissedarlarla aralarında taksim edildiğini ve herkesin kendine düşen yerde tasarruf ettiğini, babasının da kendisine düşen yere 1951’de ev yaptığını, ancak davalıların 1991’de arazinin güneyini çay bahçesi haline getirip kadastro sırasında da dava konusu taşınmazları adlarına tespit ettirdiklerini belirterek, dava konusu taşınmazların babası … mirasçıları adına tescilini istemiştir. Mahkemece, temyize konu 233 ada 6, 7, 8, 9, 247 ada 19, 20, 21, 22, 23, 25, 26 parsel sayılı taşınmazların, davalılar tarafından 1980’lerden itibaren çay bahçesi olarak kullanıldığı, evveliyatında boş arazi olduğu, davacı tarafın fiili kullanımının olmadığı, ancak her ne kadar davacının zilyetliği olmasa da, dava konusu taşınmazları kapsayan tapu kaydında 40/160 hissenin davacının murisine ait olduğu, davalıların 20 yılı aşkın zilyetliği olsa da dava konusu taşınmaz tapulu taşınmaz olduğundan ve davalıların zilyetliğinin 2011 yılından önce, tapu kayıt malikinin ölümünden itibaren 20 yılı doldurmadığından, tapu kaydının hukuki değerini yitirmediği bu nedenle davacının açtığı davanın tapu kaydındaki hissesi itibariyle kabulü gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına, usul ve Yasa’ya uygun bulunmamaktadır.
Davacının dayandığı tapu kaydı, “…” hudutlarını içermekte olup, mahkemece yapılan ilk keşifte yerel bilirkişilerden sorularak uygulanmaya çalışılmış ancak yerel bilirkişilerce gösterilen hudutlar itibariyle dava konusu taşınmazlara uymadığı belirlenmiştir. Daha sonra davacı tanıklarının katılımı ile yeniden yapılan keşifte, her ne kadar fen bilirkişisi tarafından, tanıkların gösterdiği hudutlar itibariyle dava konusu taşınmazların tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilmiş ise de, davacı tanıklarının tapu kaydının hudutlarını yerel bilirkişilerden farklı şekilde gösterdikleri, ancak tanıkların gösterimine göre de tapu kaydı hudutlarının yön itibariyle taşınmazları kapsamadığı anlaşılmaktadır. Şu haliyle, davacı dayanağı tapu kaydının mahkeme kabulünün aksine dava konusu taşınmazlara uyduğunu kabul etmek mümkün değildir. Davacı tarafın dava konusu taşınmazda ekonomik yarar sağlayan zilyetliği bulunduğu da kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kabul kararı verilmiş olması isabetsiz olup, davacı … mirasçıları …, …, … ve … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığından reddine, davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … mirasçıları … ve …’ın temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.