Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/1249 E. 2018/5892 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1249
KARAR NO : 2018/5892
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .. İlçesi, Koyunpınar Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 23 parsel sayılı 6.892,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davalının eski tapu kaydının dava konusu yeri kapsadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının tapu kaydı ve davacıların dayanağı olan senet taşınmaz başında usulünce uygulanmamış, dava konusu taşınmazı kayden davalıya satan Hüseyin’in (Mehmet ve Hatice’den olma) 12.06.1987 olarak gözüken ölüm tarihi ile taşınmazın satışı konusunda Hüseyin tarafından İmmihan’a verilen vekaletnamenin tarihi olan 05.11.1987 tarihleri uyumsuz olmasına rağmen Mahkemece bu husus tartışılmamış, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz .Hal böyle olunca; öncelikle davalının tutunduğu tapu kaydının kendisine ne şekilde intikal ettiği kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, davacı tarafın dayandığı 24.01.1974 tarihli senet ile davalı tarafın dayandığı tapu kaydı hudutlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, yine yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın ne kadar zamandır, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı, Hüseyin tarafından Bayram’a ne zaman temlik edildiği, taşınmazın Bayram terekesine dahil olup olmadığı, Bayram terekesine dahil ise taksim edilip edilmediği, taksim edildiyse kime düştüğü hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla taşınmazlar başında dinlenilmeli, teknik bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli, tapu kaydının ve senet kapsamlarının işaretlendiği harita düzenlettirilmeli, davalı yanın tutunduğu tapu kaydının taşınmaza uyması halinde kır hudutlu olduğu ve miktarı ile geçerli olduğu göz önünde bulundurulmalı, tapunun miktar fazlasında zilyetlik hükümleri değerlendirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.