Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/12296 E. 2019/2773 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12296
KARAR NO : 2019/2773
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 16.04.2019 gün ve saatte temyiz eden … vekili Avukat … ile aleyhine temyiz istenilen … ve diğerleri vekili Avukat … … geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “mahkemece 2720 parsel sayılı taşınmazın … tutanağının 30 gün yerine 29 gün askıda kalmış olması nedeniyle … tespitinin kesinleşmediği ve bu halde zilyetlik ile kullanım süresinin tespit edilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonucun usul ve yasaya uygun bulunmadığı, 3402 sayılı … Kanunu’nun 12/3. maddesinde tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere d…arak itiraz olunamayacağının ve dava açılamayacağının düzenlendiği, askı ilanının 30 gün yerine 29 gün süreyle bir gün eksik olarak yapılmasının, usul ve şekle ilişkin bir eksiklik olduğu ve ilanın bu şekilde yapılmasının ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesini gerektirdiği, somut olayda askı ilanının bir gün sonra sona ermiş olduğu kabul edilse dahi, ne askı ilan süresi içinde, ne de 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davacı tarafından dava açılmadığına göre, taşınmazla ilgili … tespitinin kesinleştiği ve bu haliyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, eldeki davanın tespitten önceki sebebe dayalı olarak açıldığına, davanın hak düşürücü süre (dava şartı) nedeniyle reddine karar verildiğine ve bu gerekçeye göre de, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücreti tayin ve takdiri gerekirken, nispi olarak hesaplanmış avukatlık ücretine hükmedilmesi ve tüm davalıların davasının aynı gerekçeyle reddedilmiş olması karşısında aynı Kanun’un 3/2. maddesi uyarınca tek bir vekalet ücreti takdiri gerekirken ayrı ayrı verilmiş olması isabetsiz ise de, bu husus yargılamanın yeniden yapılmasını gerekli kılmadığından; hükmün 4. ve 5. paragrafının hüküm yerinden çıkartılarak yerine “kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün ve gerekçenin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.