Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/1140 E. 2019/8902 K. 25.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1140
KARAR NO : 2019/8902
KARAR TARİHİ : 25.12.2019

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında, … Mahallesi çalışma alanında bulunan 1052 parsel sayılı 2.845,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1999 tarihinden itibaren … ve müştereklerinin fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı … ve müşterekleri, taşınmazın yarı payının kendi kullanımlarında olduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Yargılama sırasında müdahil …, taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine çekişmeli taşınmazın tespit gibi tarla vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesinin ve muhdesat şerhinin korunmasına, taşınmazın 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, müdahil vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı İbrahim Demir’in dava konusu taşınmazla ilgili usulünce açılmış bir davası veya açılmış olan davaya usulünce müdahalesi söz konusu olmadığından ve adı geçen davada davalı sıfatı ile yer aldığından Mahkemece de davanın reddine karar verilerek İbrahim Demir aleyhine bir hüküm oluşturulmadığından, davalı vekilinin temyiz talebinin REDDİNE,
2- Davacılar vekili ile müdahil davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. “kullanım kadastrosu”nun amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde fiilen kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Mahkemece; davacıların fiili kullanımlarını kanıtlayamadıkları gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, çekişmeli taşınmazda hangi tarihten beri, kimin ne suretle zilyet olduğu, taşınmaz üzerindeki binaları yapan şirketin ve ortaklarının kim olduğu, tespit tarihi itibari ile dava konusu taşınmaz üzerinde hukuken geçerli temlikler bulunup bulunmadığı kesin olarak belirenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmaz başında yerel bilirkişler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazda tespit günü kimin ne suretle zilyet olduğu sorulmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, taşınmaz üzerindeki binaları yapan şirketin ve ortaklarının kim olduğu ticaret sicilinden sorularak kesin olarak belirlenmeli, tespit tarihi itibari ile dava konusu taşınmaz üzerinde hukuken geçerli temlikler bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı, taraflardan bu konudaki tüm delillerini hasretmeleri istenmeli, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarını kabulüyle hükümün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.