Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/11304 E. 2019/5825 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11304
KARAR NO : 2019/5825
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, 6360 sayılı Kanun’un 1. ve geçici 1/13. maddesi uyarınca … Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile taşınmazın bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi, taşınmazın hangi tarihte tescil harici bırakıldığı hususunun yeniden Kadastro Müdürlüğü’nden sorulması, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni gözetildiğinde, çekişmeli taşınmazın nehir yatağı olup olmadığının, öncesi nehir yatağı ise yatağın insan eliyle değiştirilmiş olup olmadığının ve davacı tarafından zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması, bu saptamanın yapılabilmesi için dava tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalarının getirtilerek dosya arasına konulması ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişisi, jeolog bilirkişisi ve daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümünün, önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlemesinin istenilmesi, jeolog bilirkişiden taşınmazın niteliği, dere yatağı niteliğinde olup olmadığı konusunda, ziraatçi bilirkişiden ise çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumu hususunda raporlar alınması, davanın kabulüne karar verilecek olması halinde yapılması zorunlu yasal ilanlar yaptırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik, davalı Hazine vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tescil davasıdır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usulü müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yöntemine uygun şekilde araştırılması gereğine değinilmiş olmasına rağmen, mahkemece gerekli araştırma yapılmadan taşınmazın fen bilirkişi raporunda dere yatağı olduğunun belirtildiği, imar planı içerisinde kaldığı ve park olarak belirlendiği, bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldığı hususu Kadastro Müdürlüğünden sorularak belirlenmeli, taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise imar planının onay ve kesinleşme tarihleri ilgili mercilerden sorularak saptanmalı ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu alana ilişkin imar planının bir örneği dosya arasına konulmalı, imar planı dava tarihinden önce kesinleşmiş ise bu tarihten, aksi halde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesi Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında fen bilirkişisi, jeolog bilirkişisi ve daha önceki keşifte görev almamış bir ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği husuları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümünün, önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi istenilmeli; jeolog bilirkişiden, taşınmazın niteliği, dere yatağı niteliğinde olup olmadığı konusunda, ziraatçi bilirkişiden ise çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumu hususunda raporlar alınmalı; çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, 3402 sayılı Kanun’un 17. maddesi göz önüne alınarak imar planının onay tarihinden önce 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı belirlenmeli, kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerektiği de göz önüne alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkeme bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.