Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2016/10875 E. 2019/5076 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10875
KARAR NO : 2019/5076
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 116 ada 266 parsel sayılı 823.678,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek 3402 sayılı Yasa’nın 16. maddesi gereğince Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, miras yoluyla gelen hakka, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi …’in 07.11.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile kırmızı taralı alan olarak gösterilen 9.093,701 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, öte yandan mahkemece hükme esas alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları da uyuşmazlığı çözmek için yetersiz ve soyut olup, dava konusu taşınmazın öncesinin kime nasıl intikal ettiği, dava konusu taşınmazın öncesi davacının babasından geliyor ise, diğer mirasçıların kimler olduğu, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı ve dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetlikle mülkiyeti kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise kim ya da kimler lehine gerçekleştiği hususları açıklığa kavuşturulmadan soyut ve yetersiz beyanlara dayanılarak karar verilmiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez. Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve üç kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, öncesi davacının babasından geliyor ise diğer mirasçılarının kimler olduğu, mirasçılar arasında intikal yapılıp yapılmadığı ile dava konusu taşınmaz üzerinde kimin lehine mülkiyeti kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak; dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği konusunda rapor düzenlettirilmeli, somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı belirlenmeli, davacı hakkında belgesiz araştırması yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.