YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9851
KARAR NO : 2015/15238
KARAR TARİHİ : 10.12.2015
MAHKEMESİ: KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2007/244-2014/13
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan 216 ada 4 ve 213 ada 42 parsel sayılı 253,01 ve 3.640,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davalı …… adına tespit edilmiştir. Davacı……, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ….., aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı …….’in davasının reddine, müdahil ……’in davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların tamamı 560 pay kabul edilmek suretiyle 140 payın isim ve payları belirtilerek müdahil ……. mirasçıları adına, 420 payın ise davalı ……. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ….. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların muris ……’den geldiği ve mirasçılar arasında terekenin eşit taksim edilmediği kabul edilmek sureti karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı ve müdahil taraf taşınmazların kök muris Emin’den intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise taşınmazların taksim sonucu kendisine verildiğini savunmuştur. Çekişmeli taşınmazların müşterek muris …..’den kaldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. İhtilaf, 2000 yılında ölümünden sonra muris …..terekesinin geçerli bir şekilde taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise taşınmazın kime düştüğü ve kimin kullanımında olduğu noktasında toplanmaktadır. Ne var ki mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taksim olgusu sorulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; miras bırakan ……’in ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri getirtildikten sonra taşınmazların bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının tümü, tespit bilirkişilerinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, muris ….. terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taşınmazların kime düştüğü, taşınmazların kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişilerinin beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmelidir. Taksimin geçerli olabilmesinin, terekenin mirasçılar arasında eşit paylaştırılmasına bağlı bulunmadığı da göz önünde bulundurularak, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
10.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.