Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/8649 E. 2016/1924 K. 29.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8649
KARAR NO : 2016/1924
KARAR TARİHİ : 29.02.2016

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 159 ada 1 parsel sayılı 26.047,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı .. oğlu … adına tarla vasfıyla tespit edilmiştir. Davacı .. oğlu …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak … mirasçıları adına miras payları oranında tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 159 ada 1 parselin fen bilirkişilerin rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 14.054,63 metrekarelik kısmının davalı adına olan tespitinin iptali ile .. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar davaya konu taşınmaz bölümünün, evvelce davacının murisi ..’nin, ölümü ile de mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğu ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Dava ve temyize konu 159 ada 1 parsel sayılı taşınmaza .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/64 Esas sayılı dava dosyasında, davacının murisi ..’ın terekesi karşısında 3. kişi durumunda bulunan … tarafından taşınmazın bazı bölümlerinin kendi murisi …’den ırsen intikal ettiği iddiasına dayanarak açtığı dava sonucu, 159 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bazı bölümlerinin …nin terekesine ait olduğuna dair verilen kabul kararının Dairemizin 2014/4064 Esas, 4006 Karar ve 7.4.2014 tarihli ilamı ile dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının kesinleşmediği ve bu nedenle Kadastro Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle bozulduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak davanın görevsizlikle Kadastro Mahkemesine gönderildiği ve Kadastro Mahkemesinde 2014/10 Esas numarasını aldığı, iş bu 2014/10 Esas sayılı dava dosyasının; aynı parsel hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde …’lar tarafından 20.8.2008 havale tarihli dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazların kendi zilyetliklerinde bulunduğu iddiasıyla açılan davada Asliye Hukuk Mahkemesince dava konusu taşınmazların kadastro mahkemesinde dava konusu olduğundan bahisle, Kadastro Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapıldığı; daha sonra ise bu ara karardan dönülerek Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, verilen görevsizlik kararı üzerine Kadastro Mahkemesinde 2014/8 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği ve davanın halen derdest olduğu ve iş bu temyiz incelemesinde olan 2013/29 Esas, 2014/43 Karar sayılı dosyanın temyiz incelemesinin sonuçlanmasının beklendiğinin anlaşıldığı; dolayısıyla aynı parsele ilişkin birbirinden bağımsız 3 farklı ve derdest davanın bulunduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, Kadastro Hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilinin oluşturulması bakımından doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, kadastro mahkemelerinde, aynı kadastro parseli hakkında açılan davaların birlikte görülmesinde zorunluluk vardır. Hal böyle olunca mahkemece, aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HMK’nın 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.