Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2015/7161 E. 2015/12395 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7161
KARAR NO : 2015/12395
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Ç. çalışma alanında bulunan 13292 ada 22 parsel sayılı 5.729,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve … fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ….., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında …., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında olduğu iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine, müdahilin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve haritada (B) harfi ile gösterilen 621.58 metrekare yüzölçümündeki bölümünün … kullanımında olduğuna, (A) harfi ile gösterilen kalan bölümün ise … kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ….. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Yasası’na 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile getirilen Ek-4. madde kapsamında yapılan kullanım kadastrosu sırasında orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesi istemine ilişkindir. Davacı fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün kendi fiili kullanımında olduğu, müdahil …. fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanmıştır. Davalı ….. duruşmada davacının taşınmaz üzerinde fiili zilyetliğinin bulunduğunu ikrarla, kaç dönüm olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre ve davalının duruşmadaki kabulüne göre davacının taşınmaz üzerinde kullanımı bulunduğu anlaşılmaktadır. Müdahil davacı ile davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümleri farklı olmasına rağmen mahkemece, davacının davası hakkında yazılı şekilde karar verilmesinin gereği gerekçede açıklanmamış, davacının fiili kullanımına ilişkin usulünce araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve ziraatçi bilirkişi hazır olduğu halde yeniden mahallinde keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazda fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüm dışında kalan alanlarda tespit tarihi itibari ile kimin fiili kullanıcı olduğu, kullanımın hangi tarihten beri ne şekilde yürütüldüğü sorularak taşınmazın kullanım durumu belirlenmeli, fen bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili, ziraatçi bilirkişiden ise taşınmazların kullanılıp kullanılmadığı değerlendirmesini içerir taşınmazların fotoğraflarının da yer aldığı gerekçeli rapor alınmalı bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ….. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
21.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.